Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk Tefekkürü Tarihi

Hilmi Ziya Ülken

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
KADININ YARATILIŞI
Türk kozmogonisinde dikkat edilecek bir nokta da kadının yaradılışıdır. Sami kozmogonilerinde Havva, Âdem' in kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Yani ayrı bir varlık, başlı başına bir yaratılış olmayıp ondan ayrılmış bir parçadır. Halbuki Türk kozmogonisinde kadın (hatun) kişinin bir parçası değildir. O Karahan tarafından ayrıca yaratılmış olup Yer Hatun ismiyle Yerlik Han' a muadil bir kuvvet teşkil eder. Düşündürücü, eleştirel bir alıntı
Türk kozmogonisi
Türkler âlemi birbirinin zıddı olan, fakat birbirini tamamlayan iki prensip ile izah ediyorlardı. Bunlar da 'Gök Tanrı' ve 'Asra Yer' idi. Öze Kök Tengri, asra yağız yer kılındıkta, ekin ara(sı) kişioğlu kılınmıştır. Gök Tanrı bütün mevcudatın yaratıcısıdır. Lâkin "Asra yağız yer" onun yaratıklarını mahveder. Birisi yaratıcı, öteki yok edicidir. Âdeta birisi Siva diğeri Vişnu'dur. Dipnot: ✍ Brahmanlara göre, Brahma, dünyayı ve her şeyi yaratandır. Bütün yaratma işlerini o yapar, alameti güneştir. Vişnu akıldır. Her şeyi koruyan, yani koruyucu bir ilahtır. İçinde bulunan zamana hükmeder. Alameti sudur. Siva ise, hayat ve ölüm tanrısıdır. İçinde bulunulan zamana ve istikbale hükmeder. Adalet ve intikam bunun işidir. Alameti ise, ateştir.
Reklam
Yusuf Has Hacip
Yusuf, bütün eserde Oğuz töresiyle Islam-Yunan tesirlerinden gelen Türk Tefekkürünü mezc ve telif etmektedir. Evvela beylerin 'beyliğe' layık olmaları için ne gibi vasıflar bulunması lazım geleceğini anlatıyor. * Beyler anadan doğma 'bey' dir; fakat 'beyliği' sonradan öğrenirler.*
Sayfa 169Kitabı okudu
Hikmet, collectif tecrübelerin vermiş olduğu amelî ve içtimaî bir dünya görüşüdür. Bu itibarla hikmet, en ziyade "ahlak"a benzer. Fakat ahlak sadece insanın action'larına ait olduğu halde, hikmet insanla varlığın münasebeti dolayısıyla insanın amellerine ve dünya görüşüne aittir.
I – Payen Türk Tefekkürü:
Ekseriya Türklerin İslâmiyeti kabulünden evvelki devre “kable’l-islam” veya “İslâmdan evvelki” devir denilmektedir. Fakat bu tabirler doğru değildir. Çünkü “İslâmdan evvel” hiçbir karakteri ifade etmez. Evvela Türkler İslâmdan evvel muhtelif şeyler olabilirler. Sonra, İslâmiyetin kabulü Türk tefekkürü için ne bir “hidayet” ne de bir “inhitat”
Sayfa 15 - Türk Tefekkürü Tarihi, Hilmi Ziya Ülken SAYFA 15Kitabı okudu
Reklam
s.180-181.
XV. asrın en büyük riyazîlerinden biri Timurleng'in torunu Uluğ Bey'dir. 1393'te Türkistan'da Sultaniye şehrinde doğarak çok genç yaşta devlet işleriyle uğraşmaya başlamış, fakat babası Şahruh'un torunu Mirza Halil'in Maveraünnehir'i istilası üzerine Herat'a babasının yanına gitmişti. Şahruh'un tekrar eski memleketlerini ele geçirmesinden sonra Türkistan ve Maveraünnehir'in idaresini üzerine almıştı. İşte Uluğ Bey'in ilmi faaliyeti bu devirde başladı. Babasının sağlığında 39 sene burada kaldıktan sonra bir müddet de doğrudan doğruya hükümdarlıkta bulundu. Son zamanlarında oğlu Abdüllatif'le arası açılarak bir muharebede onun tarafından düşmanlarına teslim ve şehit edildi (1449). Uluğ Bey Semerkand'da büyük bir medrese yaptırmış ve Kadızade'nin idaresine vermişti. Aynı şehirde büyük bir rasathane kurdurarak burada bizzat hey'etle meşgul oldu. Rasathanenin idaresini evvela Kadızâde ve Gıyaseddin'e vermiş, onların vefatı üzerine Ali Kuşçu'ya bırakmıştı. Burada yaptığı çok devamlı tetkiklerin neticesinde Zeyc-i Gürghanî diye meşhur olan eserini vücuda getirdi.
Sayfa 181 - Yapı Kredi Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.