1774 - 2000

Turkish Foreign Policy

William Hale

Turkish Foreign Policy Sözleri ve Alıntıları

Turkish Foreign Policy sözleri ve alıntılarını, Turkish Foreign Policy kitap alıntılarını, Turkish Foreign Policy en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1978 yılının başında başbakanlığa gelen Bülent Ecevit ABD'yi hayrete düşürerek, ambargo kaldırılmadığı takdirde Türkiye'nin NATO'dan ayrılabileceğini ileri sürmeye başlamıştı. Buna rağmen, Yunanistan ve Fransa'nın yaptığı gibi Türkiye’yi NATO'nun askeri kanadından çekmek için bir girişimde bulunulmamıştı. 1960'larda Türk-Amerikan ilişkilerindeki pürüzlerin giderilmesinde bir etkisi olmuş olabilir ama Washington'da görüşlerin ikiye ayrıldığının haberini almak da Türk tepkilerini yumuşatmıştı. Ford yönetimi bu ambargoya açıkça karşı çıkmakla kalmamış, 1976 başkanlık seçimlerinin güçlü adayı Jimmy Carter da bu konudaki tavrını değiştirmişti. Seçim kampanyası sırasında Yunan söylemlerinin etkisinde kalan Carter, yemin töreninden sonra askeri ve diplomatik görüşleriyle, tutumunu tamamen değiştirmiş ve 1978 yılında ambargonun tümden kaldırılmasını desteklemişti. Yunanistan'da Amerikan karşıtı hisleri yatıştırmış olma ihtimaline karşın, silah ambargosunun Kıbrıs konusunda Türk politikalarını yumuşattığına dair bir gösterge bulunmamaktadır.
Sayfa 168Kitabı okudu
Justin McCarthy'nin (ve diğerlerinin) yaptığı hesaplamalar bizlere 1827 ile 1922 arasında Yunanistan, Kırım, Kafkaslar ve Balkanlar'da yaklaşık 5.000.000 Müslümanın öldürüldüğünü, 5.400.000 Müslümanınsa sınır dışı edilerek Osmanlı İmparatorluğu'na sığındığını gösteriyor. Yunan ve Balkan şovenizmiyle Rus emperyalizminin kurbanlarının çoğunu etnik Türkler oluşturuyorlardı ama aralarında Müslüman Slavlar, Kırım Tatarları, Kafkaslar'ın Müslüman azınlıkları (Müslüman Çerkezler, Abhazlar, Çeçenler, Azeriler ve Müslüman Gürcüler) de bulunuyordu. Bu grupların çoğunluğu Osmanlı sultası altında bulunmadıkları halde imparatorluğa ‘soydaş devlet' kabul ettikleri için Osmanlı Devleti'ne açmışlardı.
Sayfa 5 - sona "açmışlardı" yerine sığınmışlardı da yazılabilir, hatalı sanırım.Kitabı okudu
Reklam
Soğuk Savaş sırasında Türkiye, liberal demokrasiye olan bağlılığı sebebiyle değil, Sovyetler Birliği'nden aldığı tehditler sebebiyle Batı'ya yaklaşmıştı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Türkler dünyayla olduğu gibi başa çıkmak zorundaydılar, özellikle de müttefiklerin Türkiye’yi savaşa sokma çabalarıyla. Bu konuda Türk politikası oldukça kararlıydı. İlk başta, müttefikler tarafında Türkiye savaşa girerse, hazırlıklı olmayışı ve destek gelmemesi sebebiyle Almanya'nın saldırısına karşı savunmasız kalacaktı. Benzer şekilde Stalin de, Türkiye'nin savaşa katılmasini Sovyetler'in Türkiye'ye girmesine mazeret gösterebilecekti. Öte yandan müttefiklerin tekliflerini reddetmesi durumunda Türkiye yalnızlığa terk edilebilir ve Sovyetler'in boğazlarda ya da savaş sonrasında başka herhangi bir bölgede isteklerine karşı koymak için çok zayıf kalabilirdi. İngiltere'yle Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'yi savaşa sokmasının karşılığı olarak Rusya’ya boğazların kontrolünü teklif etmeleri - İngilizler 1915'te bunu yapmıştı- endişesi Türklerin aklından çıkmıyordu. Bu sebeple İnönü ve arkadaşları, müttefikleri Türkiye'nin niyetleriyle tatmin ederek zaman kazanmak ve güneydoğu Avrupa'yı Batılı mütefikleriyle birlikte müdafaa etmek amacıyla olmadığı müddetçe ülkelerini savaş dışında tutmaya özen göstermek zorundaydılar. Bu olasılık asla gerçekleşmediği için, ikinci tehlikeyle karşı karşıya kalan Türkiye tarafsız kaldı.
Kıbrıs 1974
Türkiye adaya girmemiş olsaydı Kıbrıs büyük olasılıkla Yunanistanla birleşecek, Kıbrıs Türkler kıyımdan geçirilecek ya da sürgün edilecek ve Yunan askerlerinin rejimi pekişecekti.
Sayfa 189
Türkiyenin özellikle 1980-88 savaş sırasında iki sınır komşusu İran ve Irak'a yönelik politikaları ip cambazlığına benziyordu.
Sayfa 179 - Mozaik Yayınları
Reklam
527 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.