Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'de Devlet ve Sınıflar

Çağlar Keyder

En Eski Türkiye'de Devlet ve Sınıflar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türkiye'de Devlet ve Sınıflar sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye'de Devlet ve Sınıflar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
15. yüzyılın ortalarında Anadolu'nun islamlaşması askeri fetihten çok, benzer sosyal tabakalar arasındaki "evlilikler" yoluyla gerçekleşeceğe benziyordu.
Sayfa 19 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İş bölümü devam ettiği ve iktisadi faktörler kendilerinden beklenen görevleri yerine getirdikleri sürece, toplumsal hiyerarşiyi devam ettirmeyi öngören ideoloji de başarılı olabilirdi.
Sayfa 22 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bizans gibi Osmanlı imparatorluğu'nda da, yönetimin karşılaştığı ideolojik tehditler, toplumsal sistemin içinde merkezi otoriteye rakip bir grubun alternatif hegemonya projesinden kaynaklanmıyordu. Bu tehditler, imparatorluğun kapitalizmle bütünleşmesine paralel olarak yerleşen yeni bir iktisadi düzeninin getirdiği ihtiyaçlara cevaben, çok sonraları, ortaya çıktı.
Sayfa 22 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
"Osmanlı Anadolu'su Toynbee'nin tanımladığına benzer bir yakındoğu uygarlığını barındıran Bizans sonrası bir Helen-Türk bütünlüğü olarak görülür."
Laikliğin genellikle kabul edilen anlamı dinî kurum ile devletin birbirinden ayrılması iken, bu Türkiye'de dinî hayatın bürokratlarca kontrol edilmesi anlamını kazandı.
Sayfa 152 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1970'lerin ortaları, kitlelerin satın alma gücü bakımından gerçek bir refah dönemiydi: Büyük şehirlerin gecekondu mahallelerinde veya kasabalarda yaşayan hemen hemen her aile TV cihazı, çoğu zaman buzdolabı ve çamaşır makinesi alabilmiş, büyük şehirlerdeki orta sınıf ailelerin çoğu araba sahibi olabilmişti.
Sayfa 225 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnönü 33 bin yoksul köylüye toprak dağıtılmasını sağladı . Bunun sonucunda burjuvazi ( bildiğiniz toprak ağaları ) ile başı derde girdi . Seçim yenilgisinin bir nedeni de budur
1960’lardaki ve 1970’lerdeki ithal ikamesine dayalı sanayileşme, kapitalist ilişkilerin zamanla üstünlük kazanmasına ve kapitalist bir devletin oluşmasına yol açtı.
Rum ve Ermeni burjuvazisi siyasi amaçlarını Osmanlı bütünü içinde gerçekleştirmeyi istemiş olsaydı, Jön Türklerin 1908-1918 deneyi, bürokratik reformculuk yerine genç burjuvazinin hakimiyeti altında kapitalist bir devlet kurulmasıyla sonuçlanabilirdi.
Dünya sistemi, ülke düzeyindeki sınıf mücadelesinin hangi bağlamda ve hangi kısıtlar içinde süreceğini belirler. Yeni kısıtların ortaya çıktığı ve dışardaki gelişmelerin uyarlanmasının gündeme geldiği dünya düzenindeki dönüm noktaları ile ülke içi güçler dengesindeki radikal değişmeler birbiriyle çakışır.
Reklam
Bizans merkezi otoritesi gibi, Osmanlı sarayı da bağımsız bir köylülükle kurduğu ayrıcalıklı bir ilişki temeline dayanıyordu.
Bizans köylüsünün bağımsızlığı feodal serfe göre daha fazlaydı; ama feodalleşmenin başlangıçları görülür gibiydi. İktidarın Osmanlı hanedanının elinde toparlanması bu gelişmeye son verdi ve aynı zamanda Avrupa anlamında bir aristokrasinin evrimini durdurdu.
Dış ticaretin denetimi, ekonominin kapalı sınırlar içinde politik olarak kontrol edilebilmesine olanak sağlıyordu.
18. yüzyılda âyân, kendi memurlarının merkezi yönetimde daha yüksek mevkilere tayinini bile sağlayabiliyordu.
Âyânın başlattığı evrimin hemen tersyüz oluvermesi, bu değişikliğin geçici niteliğine işaret eder; ortalık durulduğunda köylülük yine bağımsız aile üreticileri olarak ortaya çıktı.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.