Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Kanatlarınızın Altında

Ümit Meriç

Türkiye Kanatlarınızın Altında Gönderileri

Türkiye Kanatlarınızın Altında kitaplarını, Türkiye Kanatlarınızın Altında sözleri ve alıntılarını, Türkiye Kanatlarınızın Altında yazarlarını, Türkiye Kanatlarınızın Altında yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Antikitenin eğitimini modern çağlara uygulamak, üniversite çağına gelmiş bir delikanlıya sütanne tutmaya benzer.
Eğitime ve uzmanlaşmaya bağlı bir iş bölümü, tarımcı toplumlarda olmadığı için, biyolojik olarak olgunlaşmış insanlar, sosyal olarak da olgunlaşmış kabul edilirler.
Reklam
Nedir gençlik? 15-24 yaş dilimi arasında kalan bir yaş grubu mu? Yoksa, bu biyolojik kıstasın dışında, kuşaklar arası ilişkiler bütününde belli bir yeri olan, ampirik bir realite mi?
19. Yüzyıldan itibaren Arap İran ve Türk cemaatlerinde çeşitli düşünürler, ülkelerinin ilerlemesini ve değişmesini arzu etmişler ama Batı üstünlüğü karşısında, Batılılaşma ile modernleşmeyi aynı kabul etmeye başlamışlardır. Modernleşme, İslam ülkelerinin kendi iç dinamizmi sonunda ortaya çıkmamıştır: Ya zorla sömürgeleştirme ile ya da İslam ülkelerindeki önemli bir elitin etkisiyle doğmuştur.
Modernizasyon, sosyo-ekonomik gelişmenin bir basamağıdır ve insan ilişkilerine ve iktisadî yapılara yeni biçimler kazandırır. Endüstriyel toplumları değiştiren ve değiştirmeye devam eden ilmî ve teknolojik bir süreçtir. Ama, İslâm ülkeleri söz konusu olunca modernleşme, endüstrileşmemiş bir toplum üzerinde, endüstrileşmiş bir toplumun roller sistemini getiren bir süreç hâline gelmektedir.
Yine üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi, toplumun parçalarına tahammülü olarak algılanır; özgürlüğün, iktisadî başarının ve verimliliğin bir şartı olarak karşımıza çıkarken, yani geleneklerde bir demokratlaşmaya, değerlerde bir izafiyetçiliğe yol açarken; bazı İslâm ülkelerinde insan, "Homo İslamicus"un bir örnek hamuruna katılmak isteniyor. Farklı olma hakkı, en iyi şartlarda fakihlere benzer olmak mecburiyeti adına, insanların elinden alınıyor.
Reklam
İdeolojiler çağının sonu geldi. Artık, üçüncü dalgada, yığınları peşinden koşturan ideolojilere yer yok. Ama, İslâm ülkeleri, hâlâ ideoloji çağını yaşıyor.
Aralarında ince bir duvar olan komşu evde kalp krizi geçiren bir insanın isminden bile yıllardır habersiz olan Bay X; televizyonda, buzlar arasında kalmış bir balina görüp buna samimiyetle esef etmektedir.
Sosyoloji artık, 19. Yüzyılda yaşayan kurucu babaların inşâ ettiği loş bir katedral değildir. Bu köhne katedralin loşluğuna kendimizi mahkûm ederek, 21. Yüzyılın kaygan dünyasını aydınlatamayız.
Reklam
1'e göre 2, biraz eksik bilgi içeriyor bence..
Her medeniyet, daha eski medeniyetlerin mirasına konar; ama onu diğer medeniyetlerden ayıran iktisadî, siyasî ve sosyal bazı özelliklere sahiptir (1). (...) Doğu ile Batı, Osmanlı ile Frenk, iki ayrı dünyadırlar. Bu iki medeniyet, birbirinin zıddıdır âdetâ (2).
Ahmet Cevdet Paşa'ya göre; yeni şartlar karşısında eskiyi büsbütün ve derhâl inkâr yoluna sapmak ne kadar yanlışsa, ikitizâ-yı tebeddülât-ı zamâneye karşı durup değişmemeye çalışmak da, o derece zararlı ve tehlikelidir.
Mekke'deki hacılarınki aynı ama?
(...)Demek ki elbise, bir işarettir ve karşımızdakine, hangi topluma veya sınıfa ait olduğumuzun mesajını verir.
İslâmiyet, ferde de değer verir.. Yazara hatırlatayım dedim... :)
İslamiyet'in Hristiyanlık'tan farkı, Hristiyanlığın ferdî bir din olmasından ve dünya ile ilgili herhangi bir kurallar manzumesi teklif etmemesinden ileri gelmektedir. Musevilik ise, İslamiyet gibi, dünya ile ilgili kuralları vaz eden bir dindir fakat kavmiyeti reddeden İslam'ın aksine, bir kavmin inhisarındadır. Demek, hem bir inanç ve ibadetler bütün olan hem de bir toplum ve bir devlet görüşü teklif etmekte olan İslamiyet, son tahlille bütün dünyayı kucaklama gücüne sahip olan tek dindir.
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.