Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Maarif Davası

Nurettin Topçu

Türkiye'nin Maarif Davası Gönderileri

Türkiye'nin Maarif Davası kitaplarını, Türkiye'nin Maarif Davası sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Maarif Davası yazarlarını, Türkiye'nin Maarif Davası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın manevi yapısı düzenlenmedikçe onun teknik bilgileri bir işe yaramıyor, hatta faydalı olmaktan çok zararlı oluyor.
Sayfa 107Kitabı okudu
Tarih şuuru eksik bırakılarak yetiştirilen çocuk gerçek vatandaş olamayacaktır.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Ders, ezbercilik ve nakilcilikten ibaret olan, muallimi her meslekten alınan, talebesi hayattın her sahasında benliğini dağıtmış ve şehirlerinde kendi çocuklarına mahsus bir hayat sahası ayırmamış bir cemiyet içinde, henüz mektebinin çehresi bile çizilmemiş olunca orada gerçekten millet mektebi var denilebilir mi?
Muallim doktor olamaz ; lakin doktor muallim olabilir. Muallim avukatlık yapamaz ; fakat avukat muallimlik yapabilir. Muallim tüccar değildir; ama tüccar muallim olur. Çünkü bütün bu insanlar birer mesleğin insanıdırlar; yalnız muallim mesleksiz adamdır. İşte eğer varlığı kabul ediliyorsa, maarif faciasının sebebi bu hadisedir.
Muallim meselesi, maarif davamızın ana meselesidir. Maarifi yapacak olan muallimdir. Şayet değerlendirilmezse, maarifi yıkan da o olur.
Disiplinsiz ne bir millet ne bir ordu ne bir aile hatta ne de bir ticarethane idare edilir.
Reklam
Büyük diplomalarla sürünenlerin yanında küçük diplomalarla hatta onlarsız yüksek mevkilere çıkanların çoğalması, mektebin itibarını sarstı. Onu elde etmek için en değerli gençlik enerjisini harcayanların emeği küçümsendi.
Fransız çocuğu, Lafontaine'in masallarında hayatın ilk hikmetlerini buluyor. Bizim zengin halkıyatımızın mekteplerden içeri giremediğini düşünmek insana yeis vericidir.
Okuyup yazma bilenlerin sayısı artırıldıkça öğretim değerinden kaybetti.
Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır.
Reklam
Ders kâbus haline gelmiş­tir ; neşve ile doldurucu bir ziyafet ve şenlik değil; diploma arzusu ve istikbal endişesiyle çekilmesi mukadder bir dert, taşınacak bir yük, dolacak bir çile ...
İlim zihniyetini zincirleyen esaret kilidi şekil de­ğiştirdi. Medreseden kalan paslı kilit, Batı pazarından getirilen yaldızlı kilit oldu.
Mektebe gelince; o artık ne mabet ne yuva ne de ocaktır. Sadece ders odalarının bütününden ibaret bir devlet dairesidir. Biraz da kulüp, sahne, yardım müessesesi, kahve ocağı ve alışveriş yeridir.
Muallimlik ise ne bir iman ve irşat yolu ne de fikir ve kültürün otorite merkezidir. Hatta bir meslek bile de­ğildir. Sadece küçük bir memuriyettir. Muallim, örnek adam da değil, boynu bükük bir memur, salahiyetsiz bir öğretici, müdürünün emrinde çalışan bir baremlidir.
Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.