Türkiye’de Beş Yıl sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de Beş Yıl kitap alıntılarını, Türkiye’de Beş Yıl en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ordu grubunun kumandasını Ekselansları Mustafa Kemal'in birçok şanlı savaşta muzaffer olmuş ellerine bırakmak durumunda olduğum anda, benim emrinde Osmanlı İmparatorluğu'nun uğruna ifa ettikleri görevler için bütün subaylara, memurlara ve erlere candan teşekkür ederim. Beni Ordu Grubu'na mensup birçok subaya ve askelere çok yakınlaştıran Gelibolu'nun şanlı günleri ve Anadolu sahilinde yürütülen birçok cesur harekat, bütün çağların tarihinde unutulmayacaklardır..
Türkiyede en güzel planları yapabilirsiniz, bunların yürütülmesini çizimlerle ve mükemmel emirlerle hazırlarsınız, ama sonunda ortaya istenenden başka bir şey çıkar veya belki de hiçbir şey olmaz.
Asker olarak Türkler, özellikle Anadolulular mükemmeldirler. Bu insanlarla iyi bir şekilde ilgilenilir ve yeterli derecede beslenirlerse, usulüne uygun bir şekilde eğitilir, sakin ve emin bir şekilde sevk ve idare edilirlerse onlarla en mükemmel şeyler yapılabilir. Askere alındıkları andan itibaren sert, ama adil bir şekilde davranılırsa Arapların büyük bir kısmı da iyi asker yapılabilir. Ordunun birçok kısmının muharebe kabiliyetinin gerilemiş olmasının sebebi, büyük ölçüde, orduyu idare edenlerin yanlış kararlar almalarıdır.
“Enver, bir süre sonra, Türk Ordusunda o zamana kadar var olan Yüksek Askerî Şurayı ortadan kaldırdı. Alman Askerî Kurul sözleşmesinde benim de Şuranın üyesi olduğum açıkça yazılıydı. Bu en yüksek askerî kurumun kaldırılması konusunda ne bana ve ne de öteki üyelere bilgi vermeye, bildirimde bulunmaya gerek görülmedi. Bunları rastlantı olarak
“O zaman için Suriye'nin iç işleri, tek sözcükle 'umutsuz' olarak nitelendirilebilir. Bir kere, halk üzerinde etkili, düzenli ve güvenilir bir yönetim yoktu. Yüzyıllar boyunca sürüp gelen kötü yönetim, birkaçı dışında, büyük ve küçük memurlarla jandarmanın bozukluğu ve görevlerini kötüye kullanmaları yüzünden hoşnutsuzluk
Türkiye’de görevli olarak bulunduğum beş yıl, sadece Dünya Harbi’ndeki düşmanlara karşı değil aynı zamanda sürekli olarak Alman askeri misyonun nüfuzunu kırmaya çalışanlara karşı mücadele yıllarıydı.
Türkler verdikleri vaatleri hiçbir zaman yerine getiremedikleri için, halkın cok büyük bir kısmının sadece bir Avrupalı devletin himayesinde mümkün olabilecek düzenli kanunlarla belirlenmiş bir durumu istemeleri şaşırtıcı değildir.
Dünya Savaşı’nda bir ordunun hem düşman filosu, hem de kara ordusu ile aynı anda savaştığı tek savaş alanının Çanakkale kara çatışmalarında olduğunu belirtmeliyim.