Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları

Orhan Gökdemir

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları kitap alıntılarını, Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Phoinikeia grammata”Fenike yazısı'nın 22 harfi bütün alfabelerde aynı
M.Ö. IX. yüzyıldan itibaren, Fenike kökenli alfabe yazısı Akdeniz çevresinde de yayıldı ve onu birkaç imi değiştirerek ya da birkaç im ekleyerek kendi dillerine uyarlayan Batılı haklarca yavaş yavaş benimsendi.” Bugün Fenike alfabesinin 22 harfi hemen bütün alfabelerde küçük değişikliklerle korunmaktadır. Herodot harflere “Phoinikeia grammata”, yani Fenike yazısı demektedir.
Sayfa 46 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Yahudilerin en büyük düşmanı Çarlık Rusyast'ydı ve Alman Ordusu onu parçalamaya çalışıyordu... Berlin’deki Siyonizm merkezi kendisini dünya hareketinin karargâhı olarak görüyordu ve üyeleri, Yahudilerin ve Müslümanların, Almanların koruması altına alınmasını istiyorlardı. Yahudi toplumunun da etkisiyle, savaşta Türkiye’nin Almanların yanında olduğu sanılıyordu.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken Yahudiler geriliyor, Yunanlılar ise ilerliyordu. Yunanlılar ticari avantajlarını siyasi avantaja çevirmesini de becerdiler. Osmanh Devleti'nin önemli mevkilerini artık Yahudiler değil, Helenler tutuyordu. Fenerliler iktidardaydı. Diplomasi 1699 Karlofça Antlaşmasından, 1821’deki ayaklanmaya kadar hemen hemen Helenlerin yönetimindeydi. Ticaret aracılığıyla Helenleştirdikleri Balkanları, siyasal olarak da kontrol edebiliyorlardı.
Sayfa 258 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Yunanistan’ın üyeliğinin ‘AvrupalIların yaklaşık üç bin yıllık Yunan mirasınaolan kültürel ve siyasal borçlarının geri ödenmesi’ olarak görüleceğini belirtmişti.”265 Tahkim edilmiş olduğunu biliyoruz. İşte 1830’lu yıllarda bir köy olan Atina’nın bir başkent haline gelmesinin öyküsü budur.
Sayfa 293 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Munis Alp (Moiz Kohen) ise “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyasının mucitlerinden biriydi. Ermeni ve Rum yurttaşlarımızı hedef aldığı kesindir. Ama insan, böyle birinin ikinci dili için bu kadar çırpınmasını anlayamıyor. Vatandaş Türkçe konuşsa ne, konuşmasa ne? Demek bu şiddetli “Türkçülük”te, sonradan Türk olmanın şiddeti var.
Sayfa 170 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Selanik yangını İzmir’den öncedir ve şöyle anlatılıyor: “Birinci Dünya Savaşı sırasında Selanik’te meydana gelen en önemli gelişme, 5 Ağustos 1917’de çıkan ve birkaç saat içerisinde kentin Müslüman ve Yahudi mahallelerini tamamen tahrip eden yangındır. Kentin ticari merkezlerinin de yok olduğu yangında, 52.000 Yahudi ve 11.000 Türk, evlerini ve iş yerlerini kaybetmişlerdir. Yangının nasıl çıktığı ve nasıl bu denli hızlı yayıldığı açıklık kazanamamıştır. New York Times gazetesinde, yangından iki yıl sonra yayımlanan bir yorumda, “Hükümet hiçbir zaman tatmin edici bir açıklama yapmadı. Atina’nın liberal eğilimli günlük bir gazetesinde, yangından ve Makedonya’nın kadim gettosunun yok olmasından duyulan mutluluğu yansıtan haberler yer aldıça, Selanikliler doğal olarak şüphelerini bu yöne çevirdiler.” denilmekteydi.
Sayfa 280 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
İngiliz konsolosunun 1867 Martında gönderdiği bir rapora göre, Belgrad Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu, Yahudileri ‘Türklerin casusu ve gizli ajanı’ ilan etmiş ve onlara savaş açmıştı. İçeride de kanlı çatışmalar sürüyordu. “Abdülaziz’in padişahlığı döneminde, 1865’de İstanbul’un Kuzguncuk semtinde yaşayan Rumlar, mahallelerinde bir Rum çocuğunun kaybolması üzerine, çocuğun Yahudiler tarafından, kurban edilmek için kaçırıldığı şaiyasını yaymış ve buna kulak veren çok sayıda Rum, Yahudi evlerine saldırmıştır. Çocuğu aramak bahanesiyle evlere giren Rumlar, 300 Yahudiyi öldürmüştür. Sadrazam Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa, olayları zorlukla kontrol altına alabilmiştir. Yapılan soruşturma sonucunda, iddianın mesnetsiz olduğu ve Rumlar tarafından uydurulduğu anlaşılmıştır
Sayfa 277 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
“Mora yarımadasıyla Ege ve Adriyatik>teki bazı adalarda, Müslümanlarla birlikte Yahudiler de Yunanlı ayaklanmacıların saldırılarına hedef olmuşlardır. 1830’da Yunanistan>ın bağımsız olmasıyla sonuçlanacak Yunan ayaklanması 1821’de başlamış olmakla birlikte, bu tarihten önce de Osmanlı yönetimine karşı küçük çaplı ayaklanmalar gerçekleştirilmiştir
Sayfa 272 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Ulus ile proletaryanın aynı tarihsel sürecin sonucu olduğu unutulmamalıdır. Milliyetçilik, kendi içindeki hiyerarşiye halel getirmez. Tam tersine, çıkarları zıt sınıfların aynı cephede toplanmasını, silahlarını birbirleri yerine, ötekine doğrultmasını sağlar. Paris Komünü kurulduğunda, işçileri en vahşi biçimlerde katleden de aynı devrimci Fransa’nın kurduğu halk ordusudur.
Sayfa 110 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
2 Kasım gecesinden sonra gelişen olaylar ise tıpkı 1908’de Selanik’te yaşananlar gibi bir “devrim” görüntüsü vermektedir. İttihatçıların kaçışı ile İzzet Paşa Kabinesi devrilmiştir. İlk olarak firari paşaların mal ve paralarına el konulmuş, tehcir suçlarıyla ilgili yargılama süreci başlatılmıştır. Genel af kampanyası çıkarılmış, İttihat ve Terakkicilerin kurduğu şirketlere ve Millî Kalkınma Bankası’na el konulmuştur. İttihatçı mebuslardan Fevzi ve Zülfü beyler tutuklanmıştır. Dr. Raşit Bey hapishaneden kaçmış, daha sonra intihar etmiştir. İttihatçı liderler grubu tutuklanmış, divanıharpte yargılama Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in duruşması ile başlamıştır.
Sayfa 78 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.