Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları

Orhan Gökdemir

En Yeni Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları sözleri ve alıntılarını, en yeni Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başkaldıranlar, dayanacak yeni bir güç bulmaya mecburdur.
Sayfa 28 - destek yayınevi
Marx, baktığı yerde hüzün görüyorsa işini, yeni bir heyecan dalgası yaratmak olarak saptamış olmalıdır. Tarihe ve topluma yeni bir bakış atmadan XVIII. yüzyılın ölü kabuğundan kurtulmak mümkün değildi, bunu anlamış olmalıdır. Marksizm, yeni ve büyük bir heyecan yaratma teşebbüsüdür. Bir insan türü bitmektedir ve arkasından hüzünle bakmak yerine bitişin nedenlerini anlamak daha önemlidir. Marksizm kuru, keskin ve derindir. Hüznün panzehiri bunlardır. XIX. yüzyılda, bitmekte olan hüzünlü çağa bakarak yeni bir heyecan yaratmak, Marksizm şimdi büyük ölçüde budur.
Reklam
Marx, ilerlemek için geriye bakıyordu. Geriye baktığında gördüğü şey de büyük ölçüde XVIII. yüzyıldı. Aydınlanma'nın bu son demlerinde, ışığı sönmeye yüz tutmuş aydınlık, herhalde hüzünlü görünüyordu. Hele, onun sosyal ihtilalinin bayraklarını yere düşürdüğü düşünülürse böyle göründüğünden kuşku duymamak gerek. XVIII. yüzyılın kavramları hüzünlüdür, zaten heyecanını kaybetmiş her devrim biraz hüzündür.
Yunanistan’ın üyeliğinin ‘AvrupalIların yaklaşık üç bin yıllık Yunan mirasınaolan kültürel ve siyasal borçlarının geri ödenmesi’ olarak görüleceğini belirtmişti.”265 Tahkim edilmiş olduğunu biliyoruz. İşte 1830’lu yıllarda bir köy olan Atina’nın bir başkent haline gelmesinin öyküsü budur.
Sayfa 293 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Selanik yangını İzmir’den öncedir ve şöyle anlatılıyor: “Birinci Dünya Savaşı sırasında Selanik’te meydana gelen en önemli gelişme, 5 Ağustos 1917’de çıkan ve birkaç saat içerisinde kentin Müslüman ve Yahudi mahallelerini tamamen tahrip eden yangındır. Kentin ticari merkezlerinin de yok olduğu yangında, 52.000 Yahudi ve 11.000 Türk, evlerini ve iş yerlerini kaybetmişlerdir. Yangının nasıl çıktığı ve nasıl bu denli hızlı yayıldığı açıklık kazanamamıştır. New York Times gazetesinde, yangından iki yıl sonra yayımlanan bir yorumda, “Hükümet hiçbir zaman tatmin edici bir açıklama yapmadı. Atina’nın liberal eğilimli günlük bir gazetesinde, yangından ve Makedonya’nın kadim gettosunun yok olmasından duyulan mutluluğu yansıtan haberler yer aldıça, Selanikliler doğal olarak şüphelerini bu yöne çevirdiler.” denilmekteydi.
Sayfa 280 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Dünyadaki en kalabalık Yahudi nüfusu barındıran Rusya, Yahudileri büyük bir baskı altında tutuyordu. Almanya ise siyonizmi Orta Doğu’da ilerlemek için bir kalkan olarak kullanmaya çalışıyordu. Siyonistler, Almancayı resmî dil yapmayı kabul edecek kadar Almancıydılar. İngiliz ve Fransızlar ise Osmanlı ticaretini kontrol eden Rum ve Ermenilere yakındılar. Her iki Hristiyan halkın tüccarları da, bu iki devletin ticari ortaklarıydı. Osmanlı İmparatorluğu, İttihat ve Terakki’nin oldubittisiyle Rusya’ya saldırdı. Saldırı ile birlikte büyük Hristiyan tasfiyesi de başlamıştı; bunu, “yeni başlangıça uygun sayabiliriz.
Sayfa 280 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
İngiliz konsolosunun 1867 Martında gönderdiği bir rapora göre, Belgrad Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu, Yahudileri ‘Türklerin casusu ve gizli ajanı’ ilan etmiş ve onlara savaş açmıştı. İçeride de kanlı çatışmalar sürüyordu. “Abdülaziz’in padişahlığı döneminde, 1865’de İstanbul’un Kuzguncuk semtinde yaşayan Rumlar, mahallelerinde bir Rum çocuğunun kaybolması üzerine, çocuğun Yahudiler tarafından, kurban edilmek için kaçırıldığı şaiyasını yaymış ve buna kulak veren çok sayıda Rum, Yahudi evlerine saldırmıştır. Çocuğu aramak bahanesiyle evlere giren Rumlar, 300 Yahudiyi öldürmüştür. Sadrazam Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa, olayları zorlukla kontrol altına alabilmiştir. Yapılan soruşturma sonucunda, iddianın mesnetsiz olduğu ve Rumlar tarafından uydurulduğu anlaşılmıştır
Sayfa 277 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Yahudi bankerlerinin silinişi ise en çok Ermeni sarrafların önünü açmıştı; Yahudilerin düşüşü, Ermenilerin yükselişi anlamına geldi. Uluslararası ticarette ise liderlik Rumların elindeydi. Birbirlerine diş bilediklerini ve kin biriktirdiklerini artık biliyoruz. Gerisini “Semitik” bir kaynaktan izliyoruz: “Art arda gelen bu rejim değişiklikleri, Türk-Yahudi ilişkilerinde bir değişim yaratmamıştır. Osmanlı Devletinde, Türk-Rum ve Türk-Ermeni ilişkilerinin aksine, Türk-Yahudi ilişkilerinde daima egemen olan şey ‘güven duygusu’ olmuştur. II. Abdülhamid, uyguladığı baskılar dolayısıyla, Rumlar ve özellikle Ermeniler tarafından, sık sık suçlanmış; fakat Yahudiler, Sultan’dan herhangi bir şikâyette bulunmamışlardır.
Sayfa 276 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
“Mora yarımadasıyla Ege ve Adriyatik>teki bazı adalarda, Müslümanlarla birlikte Yahudiler de Yunanlı ayaklanmacıların saldırılarına hedef olmuşlardır. 1830’da Yunanistan>ın bağımsız olmasıyla sonuçlanacak Yunan ayaklanması 1821’de başlamış olmakla birlikte, bu tarihten önce de Osmanlı yönetimine karşı küçük çaplı ayaklanmalar gerçekleştirilmiştir
Sayfa 272 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken Yahudiler geriliyor, Yunanlılar ise ilerliyordu. Yunanlılar ticari avantajlarını siyasi avantaja çevirmesini de becerdiler. Osmanh Devleti'nin önemli mevkilerini artık Yahudiler değil, Helenler tutuyordu. Fenerliler iktidardaydı. Diplomasi 1699 Karlofça Antlaşmasından, 1821’deki ayaklanmaya kadar hemen hemen Helenlerin yönetimindeydi. Ticaret aracılığıyla Helenleştirdikleri Balkanları, siyasal olarak da kontrol edebiliyorlardı.
Sayfa 258 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.