Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat

Ejder Okumuş

Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat kitap alıntılarını, Türkiye'nin Laikleşme Serüveninde Tanzimat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Açıktır ki dil, varlığı aksettirir. Bir dile dışarıdan yabancı bir takım kavramların sokulması, sadece kelimelerin tercûmesini değil, fakat daha ziyade yabancı bir dûnya gôrûşünûn üst sistemine ait sembolik formların tercümesini ifade eder. Böyle bir şey ise, dilin yapısında bozulmaya, zihni karmaşaya yol açar. Tanzimat Dönemi'nde Türkçe'ye aktarılan pek çok kelime ve kavram da, Osmanlı toplumunun sahip olduğu dinî kavramlar dizgesine ait bir çok kelimenin anlamlarında karmaşa ve ikilik oluşturmuştur.
Sayfa 395Kitabı okudu
Tanzimatçıların kafa yapısının karışıklığının da bir yansıması olarak dildeki bu ikilik veya kargaşaya pek çok örnek verilebilir. Bu noktada bir çok kavram veya sôzcüğün, Batı'dakilere benzetilerek yeni bir içerik ve formla kullanıldığını zikretmek gerek. Orhan Koloğlu'na göre Tanzimat Dönemi'nde eskinin İslam dışında mükemmeliyeti kabul etmeyen anlayışına karşılık yeni bir değerlendirme ölçüsü sunulmaktadır. “Medeniyet-i hikmet üzerine mübtenî olan memleketler", “Heyet-i medeniyye", “Düvel-i műtemeddine", "Alem-i temeddün" deyimleri açıkça Avrupa örneğini göstermektedir. Alışılmış Asr-ı saadet özlemi yerine Asr-ı sanayi, Asr-ı terakki hedefi konmaktadır.
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
Dinin siyasetle ilgisi bulunmadığını söyleyenler dinin ne demek olduğunu bilmeyenlerdir. #gandi
Halkın gizli muhalefetiyle kastımız, açıktan açığa muhalif tavırlara girişmese de genel olarak Tanzimat'tan rahatsızlığıdır. Tanzimat Hareketi'nin karşılaştığı en güç problem, reformların halka benimsetilmesi olmuştur. Müşlüman tebaa arasında Tanzimat bir Frenk icadı ve Frenk düzeni olarak telakki edilmiştir. Bu nedenle de halk Tanzimat’ın başrollerini ifa edenleri gavur veya kafir Paşa olarak adlandırmışlardır. Bu telakkinin temel sebebi, kuşkusuz Tanzimat'ın getirdiği ve uygulamaya çalıştığı Müslümanlarla Müslüman olmayanların eşitliği meselesidir. Bu eşitlik olgusu, Müslümanları huzursuz etmiştir. Tanzimat uygulamasında da gerçekten Müslüman olmayanlar lehine gelişmeler olurken Müslüman halk lehine bir gelişmeden söz etmek zor görünmektedir. Dolayısıyla reformların Tanzimatçı usulle yapılışını halkın tasvip etmediğini söyleyebiliriz.
Sayfa 409Kitabı okudu
Tanzimatçıların, Türkiye'de kapitalizmin doğmasında etkili oldukları bir yanları da mal ve para zihniyetlerinin bir sonucu olarak kendini gösteren burjuvazi hayat sitilleridir. Batılı anlamda olmasa bile ona benzer bir şekilde burjuvazinin oluşumunda Tanzimat’ın Bürokrat-Aydın elitlerinin öncülüğü olmuştur. Gösterişçi tüketimci olan Tanzimatçılar, Ferman'ın müsadereyi kaldırmasıyla birlikte büyük bir mal ve servet birikimine erişmiş ve bu birikim içinde lüks hayata atılmışlardır. Osmanlı Devleti'nde müsaderenin kalkmasından en iyi şekilde yararlananlar, Tanzimatçı siyasî elitlerdir. Bir burjuvazi hayat sitilinin doğuşuna neden olmuş olan Tanzimatçı elitlerin mal anlayışını ve dolayısıyla Tanzimat Hareketi'nin getirdiği değişimi anlamak bakımından şu pasaj çok önemli ipuçları vermektedir: "Eslafımız, 'çünki vezir oldun neylersin malı, neylersin canı' derler imiş. Sonra can daha tatlı, daha kıymetli mi oldu bilmem, fakat o mertebe fedâkarlık devirleri geçti. Reşid Paşa, 'neylersin malı derim ammâ, neylersin canı diyemem' der idi.
Sayfa 363Kitabı okudu
Daha önce Dinî kaynaklı fikhî- bir hoşgörü varken Tanzimat’la birlikte modern anlamda hukukî bir müsavat sozkonusu olmuştur. Bu bağlamda diyebiliriz ki Tanzimat, sekülarizme doğru atılan büyük bir adımdır; bir millet olmaktan ziyade bir Osmanlı vatandaşı olmanın ve ferdiyetçiliğin başlangicıdır. Tanzimat'ın din anlayışı, Z. Fahri Fındıkoğlu'nun ifadesiyle dinî Tanzimat, Osmanlıcılık siyaseti güderek ortaya koymaya çalıştığı eşitlik ilkesi veya müsavatçı dinler telakkisiyle, İslamiyetin üstûnlüğü fikrini altüst etmiştir. Bu eşitlikçi din anlayışı hayatın bütün alanlarında, örneğin kılık kıyafet alanında dahi Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında, benzememe yerine benzeşmeyi getirerek dinî esaslara göre belirlenen toplumsal ilişkilerde dünyevî esaslar belirleyici olmaya başlamıştır. Esasen müsâvatın kendisi Şer'î kuralların çiğnenmesiyle gerçekleşebilecek bir şey gibi görünmektedir. Dolayısıyla eşitlik, laik politikalara başvurularak tesis edilebilir.
Sayfa 373Kitabı okudu
Reklam
Batının sanayi alanındaki en çarpici simgesi fabrikaydı. Yüksek bacalarından dumanlar tüten yapıların o dönem Tũrk düşünürü ve devlet adamına büyük etkisi olmuştur. Mısır'da Mehmet Ali Paşa'dan başlayarak fabrikaya duyulan özlem, bu kelimenin yoğun olarak kullanılmasıyla gündeme girmiştir. Sabri Ülgener, eskiden işyeri, destgâh anlamına gelen kârhâne kelimesinin, fabrika tarafından dilden sürülüp çıkarılışını ve aşağılayıcı bir içerikle genel ev anlamı kazanışını, Osmanlı’da toplumsal ve ekonomik değişimin göstergesi olarak izah etmiştir.
Sayfa 355Kitabı okudu