Türkler ve İslamiyet Gönderileri
Türkler ve İslamiyet kitaplarını, Türkler ve İslamiyet sözleri ve alıntılarını, Türkler ve İslamiyet yazarlarını, Türkler ve İslamiyet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Samani lideri İsmail b. Ahmet 893 yılı Talas şehrine sahip Karluklar üzerine yaptığı sefer sonrası buradaki kiliseyi camiye çevirmişti.
Sayfa 126Kitabı okudu
"İslam dünyasının batısında Mısır, Arabistan ve Suriye'deki hanedanlar kendilerini genellikle Hz. Peygamber'in ailesinden veya ileri gelen sahabiden birine bağlamaya gayret ederlerdi."
"İbni Fadlan, Oğuz Türkleriyle ilgili 'zina nedir bilmezler. Birinde böyle bir şey görürlerse onu iki parçaya bölerler. Ağaçların dallarını bir yere getirip failin ellerini, ayaklarını ağaca bağlarlar, sonra o dalları serbest bırakırlar, adam ikiye ayrılır' demektedir."
"751 senesi Temmuz'unda Talas Nehri kıyısında karşı karşıya gelmesiyle gerçekleşen savaş iki askeri gücün olduğu kadar iki farklı kültürün de çatışmasıydı. Barthold'un ifadesiyle 'bu mücadele Türkistan'da İslam ve Çin medeniyetlerinden hangisinin hakim olacağını da belirlemişti.'
"Bolçu'daki savaşta kağanlarını kaybetmelerine karşın onları derleyip toparlayan Su-lu Kağan adını taşıyan yeni bir lider ortaya çıkmıştı. Bu zat Maveraünnehir'deki Müslüman Arapların ilerleyişinin önünde büyük bir engel olarak dikilecekti. Öyle ki Araplar kendilerine verdiği zarar ve ortaya çıkardığı güçlükler sebebiyle ona Ebû Müzahim lakabını vermişlerdir."
"Çiğiller tabiatları itibariyle cesur ve hiddetlidirler. Ölümü kendileri için kurtuluş yolu sayarak doğal karşılarlar."
"Ordu-millet prensibi gereğince Türklerde profesyonel ordu yoktu. Kadın-erkek eli silah tutan herkes savaş çıktığında hep birlikte hareket ederlerdi."
Yazanın yapana sadık kalmamasının dışında günümüzde tarih yazımında ve tarih okumalarında karşılaştığımız diğer bir menfi durum ise Anakronizm'dir. Bu terimin anlamını en basit haliyle ve konumuz ile alakalı olarak geçmişte yaşanmış bir olayı günümüz değer yargılanıyla değerlendirmek şeklinde ifade edebiliriz. Söz konusu yargılar ise kişiyi tarihsel bir yanılgı götürmektedir.
Sayfa 308 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu
Belh, Batı Göktürk Kağanlığı döneminin bir diğer önemli Budist merkezi idi. Buradaki Buda heykellerinin çokluğu dolayısıyla şehre Küçük Rajagriha adı verilmişti. Belh'te 100 manasır ve Küçük Tekerlekler Mezhebine mensup 3000 kadar Budist rahip bulunmaktaydı. Şehirdeki en önemli Budist yapısı ise ünlü Nevbahar Mabediydi
Sayfa 161 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu
Sâmânilerin anavatanı olduklarına dair kaynaklarda adı geçen burada zikrettiğimiz üç şehrin başlıca ortak özelliği uzun zamandır Türklerin egemenliği altında olmalarıdır. Söz konusu durum gerek siyasî gelişmeler ve gerekse basılan sikkeler yoluyla da kanıtlanmıştır. Dolayısıyla araştırmacıların Sâmânileri, İran aslına dayandırmak hususundaki ısrarları ailenin anavatanı ile alakalı verilen bu bilgilerle açık bir tezat içerisindedir.
Sayfa 157 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu
558-583 arasındaki dönemde ise burada Sasanilere bağlı Toharistan Yabgularının yani yine Türk varlığının izlerini görmek mümkündür. Nitekim bahse konu devreye ait darbedilmiş sikkelerde Kisrâ IV. Hürmüz'ün resminin yanında Belh Yabgusu kelimelerine tesadüf edilmektedir. Mevcut sikkelerdeki yazım tarzı Semerkand, Şaş, Fergana ve Otrar'daki sikkelerle aynı özelliklere sahiptir. Hatta bazılarında ilginç şekilde svastika işaretinin yer aldığı görülmüştür²⁶⁵
Sayfa 153 - Yeditepe yayınevi 265- Gaybullah Babayar, Köktürk Kağanlığı Sikkeleri Kataloğu, Ankara 2007, s.189-192Kitabı okudu
Türklerin hâkimiyet sahalarındaki geçerli dili bürokraside kullanmaları İslamiyet'in öncesinde bölgede hâkim Türk devletleri için de geçerli olan bir durumdur. Akhunlar ve Göktürkler dönemlerine ait paralardaki Soğdça yazılar bunun bir örneğidir.
Sayfa 147 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu
Türklerin ihtidalarının sonrasında yeni dinlerin verdikleri katkı ve yaptıkları hizmetler dolayısıyla zaman içerisinde Türk ve İslam kelimeleri aynı manayı içerir hale gelmiştir. Bu ise onların İslamiyet ile nedenli bütünleştiklerinin açık bir göstergesidir
Sayfa 128 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu
Karahanlı Hükümdarı Satuk Buğra Han'ın İslamiyet'i kabulünde de Ebû Nasr b. Mansur adlı bir Sâmânî şehzadesinin rol oynadığı belirtilmektedir.
Sayfa 126 - Yeditepe yayıneviKitabı okudu