Neredeyse çocukken ve ilk okuduğum kitaplardandır Tûtiname (Dudu-Papağan-name)
Kocası uzun bir seyahate çıkan genç, güzel ve yalnız kadının her gece süslenip, çok arzuladığı aşığı ile buluşmak üzere çıkarken, ona yoldaş olsun diye kocasının aldığı papağanın kadını tatlı, ibretlik ve sürükleyici hikâyelerle tan yeri ağarana kadar ustaca oyalamasını anlatır.
Fakat bu arzulu kadın aşığını o kadar aşk ve şehvetle istemektedir ki, ben çocukça aklımla gece başlarken, “papağan bu gece, hasta olsa, dili tutulsa da başarılı olamasa ve kadın aşığı ile buluşabilse” heyecanı ile kitabı okuduğumdan olsa gerek dudu kuşunun anlattığı o doğunun en güzel hikayelerini pek te hatırlayamıyorum doğrusu.
Bana okuma sevgisini aşılayan bu kitabı şayet elime geçerse tekrar okumak istiyorum.
Herkesin severek okuyabileceği bu kitabı alırken, aldığınız eserin özet değil, aslına uygun olmasına dikkat edin lütfen.
Zira piyasada “Tûtiname” adlı pek çok kitap var ve 300 sayfanın altında olanların, bana okuma sevgisi aşılayan o sürükleyici kitap olmadığı kesin.
Tûtînâme yüksek derecede zeka içerir eğer doğu edebiyatının binbir gece masallarını seviyorsanız aynı o tadda bu eserde tûtî papağan anlamına geliyor. tacir said eşini bu papağana emanet ederek denize açılır. Mah- ı şeker bu yoklukta bir aşık edinir. Papağanda onu aşığına göndermemek için ona her gece masalllar anlatır. masal içinde masal hatta onunda içinde masallarla can buluyor kitap. çok etkileyici ve zeka içeren masallar hayat öğretisi yüksek bir kitap
"Gördüler ki, oğlana edep terbiye tesir etmemiş de,
oğlanın arsızlık yüzsüzlükleri o seksen uslu akıllıya
tesir etmiş. Hepsi de alçak, rezil kimseler olmuşlar!"
Kitabın içerisinde yer alan masalların tamamı Bilge Tûti'ye ait değil; ancak büyük çoğunluğunu bilge papağanımızdan dinliyoruz. Esop ve La Fontaine Masalları ile küçüklüğümüzden aşina olsak da, Tûtinâme bir fabl değil. İçinde yer alan otuz farklı masal ve bu masalların içerisinde yer alan altmış küsür alt hikaye ile birlikte ilginç bir derya. Hatta bütün bu masalların ve hikayelerin sadece ana kurguyu yönetmek adına bir rol üstlendiği düşünülürse, kim tarafından ve ne zaman dile getirildiği belli olmayan bu eser, başlı başına bir şaheser haline dönüşmekte.