Herkes geçer diyor: Geçer mi Olric? Herkes ne bilir acımı.
Herkes ne bilsin acımızı!
Yaşar gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım ki nefessizlikten değil; nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric.
Evet efendimiz.
Bana katıldığını bilmek güzel.
Arada ses vermen güzel.
İçimin sesi de olmasa ölürüm sessizlikten.
🪽
Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olup olmamanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte.
-Ondan sonra hayat kaldığı yerden devam eder mi Olric?
+Evet efendimiz, hayat kaldığı yerden devam eder ama...
-Ama ne Olric ne?
+Siz bıraktığı yerde kalırsınız efendimiz...
"Yatağımın karşısında bir pencere var.
Odanın duvarları bomboş.
Nasıl yaşadım on yıl bu evde?
Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden?
Ben ne yaptım?
Kimse de uyarmadı beni.
İşte sonunda anlamsız biri oldum.
İşte sonum geldi.
Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."