Kendisine karşı devrim yapılan kişi veya partilere «ezenler» adı verilir. Bunları tanımak çok kolaydır, çünkü görüldüğü kadarıyla hayatın tadını çıkaran onlardır.
Ezenler genellikle takım elbise giyerler, arazi sahibidirler ve gece geç saatlere kadar kendilerine bağıran kimse olmadan radyo çalabilirler. Görevleri «statüko»yu korumaktır. Bu her şeyin değişmeden, aynı kalması anlamına gelir ama buna rağmen iki yılda bir badana yapılmasına razı olurlar.
Sevilmek, kesinlikle, beğenilmekten farklıdır, çünkü birini uzaktan da beğenebilirsiniz, fakat gerçekten sevmek için o kişiyle aynı odada olup, birlikte paravanın arkasına çömelmek esastır.
Para her şey değildir, ama sağlıktan daha önemlidir. En basitinden hiç kimse kasaba gidip de, «Şu tenimin bronz rengine bak, ayrıca ben hiç soğuk algınlığına yakalanmam» diyerek, kasabın kendisine et vermesini bekleyemez. (Eğer kasap geri zekalı değilse tabii.) Sadece maddi nedenler göz önünde tutulduğunda ise paranın fakirlikten daha İyi olduğu görülmektedir. Ama mutluluk satın alamamaktadır. Karıncayla, ağustos böceğinin hikâyesine bir göz atarsak: Ağustos böceği bütün yazı oyun oynayarak geçirdi, karınca ise çalıştı ve biriktirdi. Kış geldiğinde ağustos böceğinin hiçbir şeyi yoktu, ama karınca göğsünün ağrısından şikayetçiydi. Böcekler için hayat zor. Farelerin de keyfinin yerinde olduğunu sanmayın. Bundan anlaşılan da şu ki armut pişip ağzımıza düşse iyi olur, yalnız üzerimizde temiz bir elbise varken değil.
Geceler biraz acayip oluyor. Bütün dükkânlar kapalı, trafik yok. Caddenin ortasında rahatlıkla yürüyebilirsin... Kimse seni durdurmaz...
Şey— komik bir his. Medeniyet yok... Pantolonumu çıkarıp anacadde boyunca çıplak koşabilirim.
GINA: Işığın saniyede 186. 000 mil hızla yol aldığını biliyor musun?
KLEINMAN: Bana sorarsan bu çok hızlı. Ben yolculuğu ağır ağır, eğlenerek yapmayı severim. Artık, insanların hiç boş zamanı kalmadı.
Sen bir insanı gerçekten bilebilirmisin? Onu bilmekten bahsediyorum— hakkında bir şeyler bilmekten değil, bilmekten— yani gerçekten bilmeyi kastediyorum— gerçek bilmekten— bir insanı bilmekten sözediyorum— bilmekten neyi kastettiğimi biliyor musun? Bilmek. Gerçekten bilmek. Bilmek. Bilgi. Biliş.