Tanrıya inanıyor muyum? Ve daha geçen hafta dilimi elektrikli daktilonun merdanesine kaptırmışken Tanrı’ya nasıl inanabilirim? Şüpheler içinde kıvranıyorum. Ya her şey bir yanılsamaysa ve hiçbir varlık yoksa? Bu durumda halıya kesinlikle fazla para ödedim demektir. Ne olurdu Tanrı bana bariz bir işaret gönderseydi! Örneğin, bir İsviçre bankasında hesabıma yüklüce bir para yatırmak gibi.
Lanetlenmiş olanlar muhtemelen bir şeyler biliyorlar. Her kim ki aklı sever o kişi erdemlidir, ama her kim ki bir kanatlı hayvanla düşüp kalkar işte o biraz tuhaftır.
Bir devrim bittikten sonra çoğu kez «ezilenlerin» yönetimi devraldıkları ve «ezenler» gibi davranmaya başladıkları görülmektedir. Tabii ondan sonra da onları telefonla aradığınızda bulamazsınız.
Ve İbrahim gece yarısı uyandı ve tek oğlu İshak’a dedi ki: «Bir rüyâ gördüm ki, ordan Tanrı bana oğlunu kurban et dedi, onun için pantolonunu giy.» Ve İshak titredi ve dedi ki: «Peki sen ne dedin? Yani sana bunusöylediği zaman demek istiyorum». «Ne diyeceğim?» dedi İbrahim «Gecenin saat 2’sinde iç çamaşırlarımla Kâinatın Yaratıcısının karşısına dikiliyorum. Bir de tartışalım mı yani?» İshak babasına «Peki, Tanrı neden benim kurban edilmemi istediğini de söyledi mi sonra?» diye sordu. Ama İbrahim dedi ki: «İman edenler soru sormazlar. Şimdi gidelim çünkü yarın çok işim var.»