Onlar öyleydi, ben böyleydim, haklıydım, haksızdım, yanlıştı, doğruydu, o yaptı, ben yapamadım derken nasıl da çarçur ediyormuş meğer insan hayatını...
Ne tuhaf...Insan üzüntüsünün, acılarının üzerine düşündüğü kadar düşünmüyor mu acaba mutlu olduğu anları? Ya da mutsuzluğun ve mutluluğun zaman akışı aynı değil. O yüzden, mutsuzken akmayan zaman, mutluyken bir çırpıda geciveriyor.
Insanı, içine akan yaranın kanı öldürüyor. Dışarı akan o kanı gören varsa anlıyor halinden. Ağlıyorsan, inliyorsan şanslısın demek ki, elinden tutan, yarana derman olan mutlaka bir yerden çıkıyor karşına. Unutuldum sandığında bile asla unutmuyor seni bu dünyaya yollayan. Bir parçanı alıyorsa iki parça veriyor sonunda. Bu yüzden içindeki acının dışarı çıkanı bir başkası için derman oluyor.
Insani, içine akan yaranın kanı öldürüyor. Dışarı akan o kanı gören varsa anlıyor halinden. Ağlıyorsan, inliyorsan şanslısın demek ki, elinden tutan yarana derman olan mutlaka bir yerden cikiyor karşına. UNUTULDUM sandığında bile asla unutmuyor seni bu dünyaya yollayan. Bir parçani alıyorsa iki parça veriyor sonunda. Her ilaç bir parça zehirden oluşuyor. Bu yüzden içindeki acının dışarı çıkanı bir başkası için derman oluyor....