Onlar öyleydi ,ben böyleydim , haklıydım , haksızdım, yanlıştı , doğruydu, o yaptı ben yapamadım derken nasıl da çarçur ediyormuş meğer insan hayatını .
İyi bir insan olmak çocuğunun bahçesine diktiğin bir ağaç mıdır? Mutlu son dedikleri, yaşarken görmesek de diktiğimiz o ağacın bizden sonrakilere kalan meyvesi mi?
Oralı buralı olmak değildi mesele... Döndüğümüz toprak bizim olduğu için değil, biz o toprağın bir parçası olduğumuz içindi bu hiç bitmeyen aidiyet hissi. Bu yüzden hep köküne, özüne dönmek ister insan. O yüzden toprağını arar. Yerini sevince çiçeği de meyvesi de çok olur ağacın.
Dünya korkunç bir yermiş meğer. Şiir sevenle dalga geçiyorlar artık. Çocukluk aşkımı hâlâ sevmeme inanmıyorlar. Ayarlanmış buluşmalarla aşkın geleceğine inanıyorlar.