Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vakıat Tercümesi

Üftade’den Aşk Dersleri

Aziz Mahmud Hüdayi

Üftade’den Aşk Dersleri Gönderileri

Üftade’den Aşk Dersleri kitaplarını, Üftade’den Aşk Dersleri sözleri ve alıntılarını, Üftade’den Aşk Dersleri yazarlarını, Üftade’den Aşk Dersleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seccâdede bir hâlet vardır. Ondan gayrı yerde, o hâlet bulunmaz. Üstünde oturan bilir.
Tabî'at ıslâhında meyl hâsıl olur. Nefis ıslâhında muhabbet hâsıl olur. Rûh ıslâhında aşk hâsıl olur.
Reklam
Her şahsın mülk-i vücûdunda sülûk için bir mahsûs yol vardır. Onu ancak ehl-i irşad bilir.
Hakîkate terakkî kahr iledir, lutf ile değildir.
Bâyezîd (r.a) demiştir ki: "Zikr ederim ammâ huzûr bulamam." Demişler ki: "Kul ol, huzûr bulasın."
"Tarîkimizden bir kimse otuz yıl mücâhede eylese, ondan sonra hâtırına bir kerre ucb gelse, o hâtıra cümlesini yıkar."
Reklam
Hadîste vârid olmuştur ki: "Melaike 'arzı tavaf ederler. Ne zamân ictimâ' ile zikrullah eyleyenleri bulsalar, o meclis-i zikrin etrafını ihâta eylerler, göğe dek. Ondan sonra Allah Sübhânehû ve Ta'âlâ dahi buyurdu ki: "Onlar benim cennetimi gördüler mi?" Melâike: "Yok görmediler." diyeler. Allah Sübhanehu ve Ta'âlâ buyura ki: "Ya görseler nice olurlardı?" Ondan sonra buyura ki: "Ya nârı gördüler mi?" "Yok görmediler." diyeler. "Ya görseler nice olurlardı?" Ondan sonra buyura ki: "Ben onları cemi'an mağfiret eyledim." Melekler diyeler ki: "İçlerinde kendilerinden değil âdem var idi. Onların hakkında ne buyurursunuz, zikir için gelmemişti?" Orada Allah Sübhanehu ve Ta'âlâ buyura ki: "Hümü'l-kavmü la-yeşkâ bihim celîsühüm. / Onlar -zikir ehli-öyle bir kavimdir ki, içlerinde bulunanlar kötü olmaz."
Sayfa 138
Ammâ vâsıl-ı Hak ki, vardır, onun yanında cümle merâtib muzmahil olur. O vâsıl elem ve belâyı da duymaz. Zîra vâsıl vücûdunu ifnâ eylemiştir. Vücudunu ifnâ eyleyen elemden halâs olur. "Men yetehammelhu fetecemmelehu. / Kim ona tahammül gösterirse güzelleşir (süslenir, zinetlenir)."
Sayfa 136
Zikrullâhtan maksûd ve tasliyyeden maksûd ve tilâvet-i Kur'ân'dan maksûd tasfiye-i kalbtir. Tasfiye-i kalbten murâd tecelli-i cemâldir. Ve tecellî-i cemâlden maksûd sâbit-i hakîkînin zuhûrudur. Sâbit-i hakîkîden maksûd izmihlâldir (yokluktur). Zîrâ tecellî-i zât ile cemî'-i mümkinât muzmahil olur. Kıyâmet dahi şöyledir.
Sayfa 133
"Eğer yerler demir, gök bakır olsa rızkım nereden geldiğini mülâhaza eylemem."
Sayfa 130 - Bayazid Bestami
Reklam
Bizim Peygamber'imiz fenâyı bir vecihle izhâr eyledi ki, libâsında ve ta'âmında ve içeceğinde bile fenâ üzere oldular. Yemek yemeleri bizim için idi. Yoksa kendinin aslâ ona ihtiyacı yok idi. Zîrâ Samediyet tecellî eylemiş idi. Onun için: "Ene ebeytü 'inde rabbî yut'imunî ve yeskînî. /Ben Rabbimin katında geceledim. Beni o yedirir ve içirir." diye buyurur.
Sayfa 128
"Len terânî yâ Mûsâ. /Beni asla göremezsin Yâ Mûsâ. A'râf/143." demek, tenezzülde hâsıl olan 'vücûdunla göremezsin.' demektir. Gör e! Hazret-i Peygamber: "Re'eytü rabbi be-rabbi. /Rabbimi rabbimle gördüm." buyurur.
Sayfa 128
Hacc-ı sûrî sa'bdır (zordur). Lâkin ehl-i tevhîd dâimâ hac üzerelerdir. Abdülmü'min buyurdular ki: "Hac mâni'dir diye üç kere. Biz hac etmedik, lâkin Allah Sübhanehu ve Ta'âlâ ondan ahsenini ve efdalini ve hüve haccü'l-visâl" (yani zatına vuslat haccını) müyesser eyledi.
Sayfa 118
Hazret-i Peygamber'e 'aşk 'ârız oldu. Hattâ küffâr bile bunu bildiler: "İnne Muhammeden kad 'aşaka rabbehu /Muhammed Rabbine âşık oldu." dediler. 'Aşk bir garîb hâlettir. Kalbi yakar ammâ zarar etmez.
Sayfa 110
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.