Merkantilizmin tüccarlara sağladığı tekel ayrıcalıklarının kaldırılması ile dış ticaret ve loncalar, yoksullara yardım kanunları gibi emek piyasalarına devlet müdahalelerinin kaldırılması konusunda “serbest rekabet”in üstünlüğünün ortaya konması gerekiyordu.
Batı Avrupa’da Rönesans ve Reformasyon, doğa bilimleri kadar, bireysel ve toplumsal ilişkilerin, toplum düzeninin açıklanmasını da laik akılcı temellere dayandırmanın yolunu açılmıştı.
Uygar bir toplumda, her an çok sayıda insanın işbirliğine, yardımına gerek duymasına rağmen, insan hayatı, birkaç kişinin dostluğunu kazanmaya ancak yeter.
Smith için tüm erdemlerin temeli "kendi kendini yönetme", duygularımızı kontrol etme, tutkumuzu çıkarlarımız için bastırma ve başkalarına duyduğumuz duyguları güçlendirme yetenekleridir ama kendi kendimizi yönetebilme yetisine ancak başkalarının bizi onaylamamasıyla ve buna bağlı olarak da kendimize karşı olan sevgimizin azalmasıyla ulaşabiliriz.
Kazanma şansını her insan biraz abartır, kaybetme ihtimalini ise çoğu kişi küçümser, üstelik sağlığı ve keyfi yerinde olan hemen hiç kimse, kaybetme ihtimalini gözünde büyütmez.
Bir kişinin haftalığı altın yerine bir TL (guina) degerindeki bir kağıtla ödeniyorsa, o kişinin geliri tabii ki o kağıt parcası değil, o kâğıt karşılığında elde edebileceği şeylerden oluşur.