Ulusların Zenginliği - Cilt 1
Adam SmithUlusların Zenginliği - Cilt 1 Gönderileri
Ulusların Zenginliği - Cilt 1 kitaplarını, Ulusların Zenginliği - Cilt 1 sözleri ve alıntılarını, Ulusların Zenginliği - Cilt 1 yazarlarını, Ulusların Zenginliği - Cilt 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ücretler, kâr ve rant tüm gelirin olduğu gibi , tüm mübadele değerinin de üç temel kaynağıdır.
Dünyanın her yerinde zenginlik altınla ya da gümüşle değil aslında emekle satın alınmıştır....
Emek, tüm şeylerin ilk fiyatı, onları satın almak için ödenen gerçek satın alma parasıdır.
Böylelikle, kullanmak ya da tüketmek istediği ve diğer metalarla değiştirmeyi tasarladığı herhangi bir metanın, sahibi için değeri, sahibinin, satın almasını ya da yönetmesini mümkün kıldığı emek miktarına eşittir. Bu yüzden emek, tüm metaların mübadele değerinin gerçek ölçütüdür.
Tekelci bir loncanın bulunduğu yerde, yaşam için birinci derecede gerekli maddenin fiyatını düzenlemek, belki yerinde olur. Ama böyle bir loncanın bulunmadığı yerde, rekabet, bu fiyatı her tür narhtan çok daha iyi düzenleyecektir.
Çıraklık tüzüğü, aynı bölgedeki emeğin bile bir işten başka bir işe serbest dolaşımını engellemektedir. Loncaların tekelci ayrıcalıkları, aynı işte bile olsa, emeğin bir bölgeden başka bir bölgeye dolaşımını engellerler.
Eşitliğin, işlerdeki avantajların ve sakıncaların tümünde var olabilmesi için, tam özgürlüğün bulunduğu yerde bile üç şey gerekir. Birincisi, o çevrede işler iyice tanınmış ve uzun süre önce kurulmuş olmalıdır; ikincisi, işler olağan durumlarında ya da doğal denilebilecek durumlarında bulunmalıdır; üçüncüsü, bu işlerde çalışanlar açısından, bu işler, ana ve biricik uğraş olmalıdır.
Piyasanın genişliği, daha büyük mal mevcutlarının işletilmesi lanağını sağladığı İçin görünürdeki kârı azaltır; daha uzak bölgelerden mal getirme zorunluluğu doğurduğundan dolayı maliyet fiyatını yükseltir.
Aynı toplumda ya da aynı çevrede, mal mevcudunun değişik kullanımlarındaki karların yaygın ve ortalama oranları, değişik emek türlerinin parasal ücretinden çok daha birbirine yakın ve yaklaşık aynı düzeyde olmalıdır.
Emek, mallarin gercek fiyatidir; para ise sadece nominal fiyatidir.
Is bolumunu de doguran aslinda takas egilimidir
Hiçbir şey sudan daha yararlı değildir; ancak su, hemen hiçbir şeyi satın alamaz ya da şu karşılığında hemen hiçbir şey elde edilemez. Oysa bir elmasın pek az kullanım değeri vardır; ancak elmas çoğunlukla diğer malların çok, büyük miktarları ile mübadele edilebilir.
İş bölümü, insan doğasında pek geniş bir yer tutmayan belli bir eğilimin, çok ağır, yavaş yavaş gelişen ancak yine de zorunlu olan sonucudur; mal değişimi, takas, bir şeyi başka bir şeyle mübadele etme eğilimi.
Emek, malların gerçek fiyatıdır; para ise sadece malların nominal fiyatıdır.