Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Umut Aranıyor

Antonis Samarakis

Umut Aranıyor Gönderileri

Umut Aranıyor kitaplarını, Umut Aranıyor sözleri ve alıntılarını, Umut Aranıyor yazarlarını, Umut Aranıyor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
UMUDUNU KAYBEDENLER, GAZETEYE İLAN VERDİNİZ Mİ?
İkinci Dünya Savaşı sonrası umut arayışlarının öyküleri... 2-3 sayfadan oluşan kısa öyküler var kitapta ama hepsinde bir yarım kalmışlık ve hüzün havası mevcut. Bu yarım kalmışlık ve hüznün sebebi İkinci Dünya Savaşı sonrası kayıp kuşağın arayışlarından doğmaktadır. Yazar, bu insanlık dışı savaştan arta kalanları öyküler halinde okuyucuya sunmuş.
Umut Aranıyor
Umut AranıyorAntonis Samarakis · Cem Yayınevi · 199128 okunma
Umutsuz olmak, ona korkunç görünmüştü. Kahvedekilerin ve yoldan geçenlerin ona bakarak aralarında "Şu oradakinin umudu yok!" diye mırıldandıkları hissine kapılmıştı. Sanki bir suçtu bu. Sanki üzerinde bunu ele veren bir işaret vardı. Sanki giysili insanlar içinde çıplaktı. Heyecanına bir çıkış arayarak, yazdığı hikâyeleri düşündü. Günümüzün sorunlarını ele alıyordu. Savaşı ve toplumsal talihsizliği... Buna rağmen, yayımlamayı düşünmüyordu. Korkuyordu! Onun bunun etiketlendirmesinden korkuyordu. Hayır, yayımlanması gerekirdi. Lanet olsun etikete! O yalnızca bir insandı, başka hiçbir şey. Ne sağcıydı, ne solcu. Daha önce umut etmiş olup da, şimdi umudu olmayan ve bunu dile getirmeyi kendine borç sayan biri. "Tabii başkalarının umudu vardır," diye düşündü. Umutsuz nasıl yapılabilirdi. Gazeteye tekrar bir göz attı: "Hindiçin, "Sosyete Haberleri", piyano restali, ekonomik sebeplere dayalı iki intihar olayı, "küçük ilanlar".. Yazı makinesi ARANIYOR... Radyogramofon ARANIYOR... İyi durumda cip ARANIYOR... Saf İran halısı ARANIYOR... Ajandasını çıkarıp bir sayfasını kesti ve kalemiyle şöyle yazdı: Umut ARANIYOR... Sonra adını ve adresini ekledi. Garsonu çağırdı. Hesabı ödemek istiyordu. Doğru gazeteye gitmek, ilanını vermek, yarınki baskıya mutlaka hazır olması için rica etmek, ısrar etmek istiyordu.
Sayfa 68 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ve umut etmişti. Ama artık umutsuzdu. Evet, umutsuzluğu kendine itiraf etmekten korkmuyordu. Yaşamı bir dizi umudun yalanlamasıydı. O zaman umut etmişti... sonra umut etmişti.
Sayfa 67 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yaşamın karanlık yüzünü düşünüyordu. Barışı, bir ipliğin ucuna bağlı bu derin kaygıyı. Yoksulluğu, sefilliği düşünüyordu. Kalplere giren korkuyu düşünüyordu.
Sayfa 67 - Cem YayıneviKitabı okudu
Savaştan sonra yaşamamız kesinlikle daha iyiye doğru değişmemişti. Her şey eskisinin aynıydı. Oysa bütün yeryüzünde milyonlarca insanın umut ettiği gibi bu savaştan sonra dökülen bu kadar kandan sonra bir şeylerin değişeceğini kendisi de ummuştu. Barışın geleceğini, savaş kâbusunun dünyamıza gölge düşürmeyeceğini, ekonomik sebeplerden ötürü intiharların olmayacağını...
Sayfa 66 - Cem YayıneviKitabı okudu
Çocukluğundan bu yana uzun yıllar geçmişti. Şakakları şimdi griydi ve yalnız şakakları değildi değişen, içindeki dünya da değişmişti! Onu yaşam değiştirmişti. İşbirlikleriyle, fırsatçılıklarıyla, yozluklarıyla. Bir dizi yalanlamayla doluydu hayatı. Özellikle kendi içinde yaşattığı.
Sayfa 58 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kim bilir kaç kere, diye düşündü, insanlığın binlerce yıllık tarihinde, her savaştan sonra aynı güzel sözler söylendi!
Sayfa 55 - Cem YayıneviKitabı okudu
Bugüne kadar, hiçbir zaman, diye düşündü, evlerimizin çatısı birbirine bu kadar yakın değildi, fakat hiçbir zaman da kalplerimiz birbirlerinden bu denli uzak olmadı. Hissettiği yalnızlık, özel bir durum değildi. Günümüz insanının kaderiydi. Şimdiye dek hiçbir zaman, insan karşısında insanın yalnızlığı bu kadar derin olmamıştı.
Sayfa 44 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yaşam üzerine düşünmüştü. Gerçeği aramıştı. Yaşamın gerçek yüzünü ve buldu. İşte o zaman, yalnız kaldığını fark etti. Ruhsal bir yalnızlığın sınırları içindeydi artık. Yalnızlığından kurtulmak istiyordu, nefret ediyordu. Yaşadığımız dönemde yalnız olmaya hakkımız yok, diye düşünüyordu. İnsanlar bizi bekliyor, bizi arıyorlar! Ve eğer onları mutlu edemiyorsak, en azından yüreğimizi açabiliriz. Bu yaşamın bize de rahat vermediğini, yanlarında olduğumuzu, ortak heyecanlarını paylaştığımızı söylemek için.
Sayfa 44 - Cem YayıneviKitabı okudu
Tabii yüreğini birilerini açmayı başarsaydı, söyleyeceklerini bir sıraya koyamayacaktı. Kendi içinde bir bölünme söz konusuydu. Bu doğaldı. Dünyaya, etrafına bakarken, orada gördüğü bölünmüşlük içine yansımıştı. Sanki yaşamamız, dünyamız, İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda bölünme içinde değil miydi?
Sayfa 43 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Bu ilk değildi: Bir başkasına yüreğini açarken, son an durmak.
Sayfa 43 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yanımda kendimi de taşırsam, bu zarar görmüş benliği oraya taşırsam o başka toprağa, o zaman... o zaman hiçbir umut kalmayacak. Oysa şimdi, hiç olmazsa, başka bir yerdeyken, daha farklı olabilirim umuduyla yaşıyorum.
Sayfa 33 - Cem YayıneviKitabı okudu
Tek başlarına seyahat edenler. Gitme saatleri geldiğinde, vagonlarına atlayıp kaybolanlar. Onlar, pencereden bakmazlar. Çünkü, bilirler ki, "İyi yolculuklar" dileyecek kimseleri yoktur. Aynı şekilde, dönüşlerinde de vagonlarından hızla inerler ve çıkışa doğru yol alırlar. Bilirler ki "hoş geldin" diyecek birileri beklemez onları.
Sayfa 30 - Cem YayıneviKitabı okudu
Oysa şimdi bir şeyler yapması gerekiyordu. Kendisi için değil. Diğerleri için, avludaki insanlar için. İnsanlar için.
Sayfa 27 - Cem YayıneviKitabı okudu
Hiç kimseye bir şey söyleyememişti. Onu kim anlayabilirdi ki?
Sayfa 9 - Cem YayıneviKitabı okudu
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.