(...) -ucuz bilgelik taraftarlarının bizi ikna etmeye çalıştığı gibi, en uygun zaman daha sonra, ortalığın yatıştığı an değildir. Zor olan, bir anın harareti ile düşünme edimini birleştirmektir. Sonucun ayazında düşünmek, daha dengeli bir hakikat doğurmaz- daha ziyade, hakikatin keskin ucundan kaçınmamızı sağlayarak durumu normalleştirir.