Bizler her şeye ve herkese acırız zaten. Hastanedeki çocuklara. İhtiyarlara. Öldüresiye dövülen hayvanlara. Ben bazen, söylemesi komik ama, ayaklarımın altındaki kırılmış ot sapına acıyorum. Ne tarafa baksam canım yanıyor.
Okumak - evet okumak onur okşayıcıydı,tatlıydı. Ruhunu sarsıyordu insanın. Ama duygulansam ve hayran kalsam bile, bu sözcüklere yalnızca sözcüklere inanır gibi inanıyordum. Metnin dışında düşünmeye başlar başlamaz farklı bir dünyaya geçildiğini gayet iyi bile bile, kendim de o inandırıcı sözcükleri az mı okumuştum.
Gün sonu, akşama doğru, geceye yakın insanın hazin duygularını serbest bırakası gelir. Kendine sitem etmek ister insan. Ruhu kurudur. Ruhu pürüzlüdür. Günün olayları ise fazla küçük, bayağı, yetmezler ruhunu tırmalaya, yetişemezler.