İnsanın dünyada, bizim dünyaya geldiğimiz şekilde var olduğunu sanarız. İnsanın değer yargılarının, muhayyilesinin bugüne gelişine kadarki süreçlerini bilmeyiz.
Freud, Uygarlığın Huzursuzluğu başlıklı denemesinde uygarlık dediğimiz ve eleştirisiz kabulle sevdiğimiz veya nefret ettiğimiz kavrama kendi üslubuyla bir bakış atıyor. Bu bakışla uygarlığın günümüzdeki anlamını nasıl kazandığını ve bu anlamı kazanana kadar ilkelliğimiz ve içgüdülerimizle mutlu olmanın yolunu nasıl bulmaya çalıştığımızı okuyoruz. Okurken içgüdülerin ikilemini, din kapsamında inanma olgusunu ve tabii libidonun etkilerini inceleyip uygarlık üstüne düşünüyoruz, bir süreci seyrediyoruz.
Freud'un tarzına alışmış insanlar için okuması kolay bir kitaptır.