Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uygarlıkların Batışı

Amin Maalouf

Uygarlıkların Batışı Gönderileri

Uygarlıkların Batışı kitaplarını, Uygarlıkların Batışı sözleri ve alıntılarını, Uygarlıkların Batışı yazarlarını, Uygarlıkların Batışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yüzü geçmişe en dönük tavırlar bile, ancak bugün bağlamında yorumlanabilirler; geçmişle bağları bir yanılsamadır. Altın çağlar hep sonradan çıkmış, belli siyasal veya ideolojik projelerin değirmenine su taşıyan aldatmacalardır. İnsanlık tarihinin tüm önemli anları için de, ister cennet ister cehennem olarak algılansınlar, aynı şey geçerlidir ".
Sayfa 128 - YKYKitabı okuyor
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
Uygarlıkların Batışı
Yazarın özelde doğduğu topraklar olan Lübnan ve Ortadoğu'nun, genelde ise Dünya'nın 20yy-21yy perspektifini tarihsel bir zeminden alarak günümüze ve yakın geleceğe taşıdığı lezzetli bir deneme türü. Entelektüel bir birikime sahip olmayan bir okurun bile günlük siyaset haberlerinden, gazetelerden bildiği kadarıyla yetinip bu kitaptan kendine çıkarım yapacağı çok şey olabilir. Ülkemizin ve dünyanın gündeminde olan çoğu ülkenin yaşadığı sorunların alt zeminine ve bu sorunları açan nedenlere değindiği bu deneme kitabı aslında bir nev'i verdiği mesajlarla siyasetnâme özelliği gösteriyor. Yanlış gündelik siyasetlerin/ alınan kararların sebebine değinerek yol açtığı ülkesel-bölgesel-küresel olaylardan alınacak dersleri yazar sıralıyor. Romanlarında kullandığı dilden farklı olmayan bir dil, anlaşılır düzeyde bir anlatım ile her seviyede okura hitab eden "ödüllü" ve mutlaka Amin Maalouf okurlarının okuması gereken bir yapıt (ben bu kitaptan sonra başyapıtı olarak addediyorum). Bir sonraki, bir sonraki diyerek merak icinde dünyanın başına gelenleri gele(bile)cekleri zevkle okuyacaksınız. İyi okumalar.
Uygarlıkların Batışı
Uygarlıkların BatışıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20191,746 okunma
Bütün çağdaşlarım gibi, ben de geçtiğimiz otuz kırk yıl içinde dünya sahnesinde sayısız çehresi olan bir Amerika’nın boy gösterdiğine tanık oldum. Cömert bir Amerika ve cimri bir Amerika. Kibirli bir Amerika ve pısırık bir Amerika. 11 Eylül’de, insanın onu ne kadar çok sevdiğini, temsil ettiği ve gezegenin geri kalanına verdiği her şeye ne kadar ihtiyacımız olduğunu söyleme isteği duyduğu, yaralı bir Amerika. İki yıl sonra, Irak Savaşı sırasında, günahkar, sinsi, tahripkâr, tahammül edilmez bir Amerika.
..anti-komünizm adına Müslüman dünyanın seçkinlerine karşı işlenen suçlar söz konusu olduğunda, bilinçler uyuşuvermektedir.
Kaçınılmaz gelecek
Eğer günümüzdeki robotlaştırma eğilimi sürerse, yüz milyonlarca iş kaybolacak ve birkaç on yıl içinde türdeşlerimizin sadece küçük bir bölümü zenginliklerin üretiminde rol oynamaya devam edebilecek. Peki diğerleri, milyarlarca insan ne olacak? İş dünyasından tasfiye edilmiş, marjinalleştirilmiş ve sözcüğün tam anlamıyla "kullanılmaz" olarak nasıl yaşayacaklar? Onlara insan dayanışması adına,"faydalı" azınlık tarafından mı bakılacak? Bu durum onların gereksiz, boşuna kalabalık eden, asalak ve potansiyel zararlı kişiler olarak algılanmasına yol açma tehlikesini barındırmayacak mı? O zaman binlerce yıl boyunca sabırla oluşturulmuş insanlık kavramının manası boşaltılmış olacak.
Sayfa 192 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...zaman zaman, imparatorlukların "halkların zindanı" olduğunu, halkların "kendi evlerinde", kendi sınırları dahilinde, kendi hükümetleriyle yaşamaya başlamak için bu imparatorluklardan kurtulmaları gerektiğini öne süren teorinin modern zamanların yıkıcı teorisi olduğunu bile düşünüyorum. Bunu söylerken aklımda özellikle I. Dünya Savaşı'ndan sonra parçalanan çok-etnisiteli iki büyük yapı var: Parçalanması on milyonlarca insanın canına mal olan ve en berbat tiranlıkların ortaya çıkışını kolaylaştıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu; bölünmesi, tüm insanlık üzerinde dolaşan terör ve gerileme heyulasına yol açarak günümüzde de süren Osmanlı İmparatorluğu. Bununla birlikte, bu imparatorluklara karşı herhangi bir nostalji duymuyorum. Kesinlikle yeniden inşa edilmeleri gibi bir hayalim yok. Ne Habsburglar, ne çarlar ne de sultanlar için böyle bir düş kuruyorum. Benim üzüldüğüm, imparatorluklar zamanındaki, aynı dine, aynı dile, hatta aynı tarihsel güzergâha sahip olmayan halkların aynı siyasal yapı bünyesinde yaşamalarını doğal ve meşru gören bir zihniyet halinin yok olması. Farklı dillere veya dinlere sahip olan halkların birbirlerinden ayrı yaşamalarının daha iyi olacağını savunan fikirle mücadele etmekten hiç vazgeçmeyeceğim. Etnisitenin,dinin veya ırkın ulus inşa etmek için meşru temeller oluşturduklarınıasla kabul etmeyeceğim.
Sayfa 162 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Toplumun Çürümesi
La Fontaine, Ağustos Böceği ile Karınca'da, kendi zamanının ahlakını yansıtmıştı; evrensel ve kalıcı bir değere sahipmiş gibi gözüken bu ahlak anlayışına göre, titiz, özenli, günlük çalışma kesin bir değerdi ve ağustos böceği "bütün yaz" şarkı söyleyeceğine bu değerden.esinlenmeliydi.Masalda güzel rol karıncaya aitti. Her mevsimde
Sayfa 154 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Farklı bir yarış anlayışı
"İslam'ın düşmanlarına karşı cihat"ın sancaktarları olarak sunanlar, yani hem Sünniler ve Şiiler hem de çeşitli militan Sünni fraksiyonlar arasında bir tür özenme ve yarış yerleşti. En ürkütücü örneklerden biri, cihatçı akım içinde liderliği ElKaide'den kapmak isteyen "İslam Devleti" (IŞİD) adlı örgüt tarafın dan uygulanan kanlı iddia yarışı oldu; unvan için meydan okuyan konumundaki IŞİD görülmemiş şiddette eylemlere, özellikle de alenen gerçekleştirilen boğaz kesme eylemlerine başvurdu; böylece dehşette daha ileriye, diğerlerinden çok daha ileriye gitmeye hazır olduğunu göstererek bu tavırla özdeşleşecek en fanatik, en aşırımilitanları saflarına katmayı amaçladı. Ne kadar çılgınca olsa da bu davranış tarzı kendine has bir makyavelist mantığa sahiptir. İddia yarıştırmanın mekanizması böyle işlemez mi zaten? "Yarışmacılar"dan biri cüretkârlıkta veya gaddarlıkta çok ileri gidince, rakipleri artık ona yetişemez ve sahayı ona bırakmak zorunda kalırlar.
Sayfa 141 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İran
Doktor Musaddık'ın vatansever rejimi Amerikan ve İngiliz gizli servisleri tarafından düzenlenen bir darbeyle yıkıldı - burada da iddialar değil, belgelerle kanıtlanmış ve suçluların artık inkar etmeye çalışmadıkları olgular söz konusu. Darbenin tek temel dürtüsü, petrol zenginliğini utanmaz yagmalamayı-yerel halka sadece kırıntıları bırakarak- sürdürmek olmasına karşın, bu operasyonu komünizme karşı mücadelenin parçası olarak göstermek için Musaddık'ın çevresinde birkaç marksist bulunması bahane edildi. Sonuç, bugün herkesin bildiği gibi, Batı'ya kökten düşman bir İslam devriminin yükselişini hazırlamak oldu.
Sayfa 127 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Rusların Vietnam'ı
Temmuz 1979'da, Kabil iktidarı ele geçirmiş Afgan komünistlerin elindeyken ve gerek İslam gerek yerel gelenekler adına onlara karsı çıkmak için silahlı hareketler örgütlenmeye başlarken, Washington kod adı "Siklon" olan ve isyancıları etkin biçimde desteklemeyi amaçlayan gizli bir operasyonu yürürlüğe koymuştu. Bu karar alınmadan
Sayfa 122 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İran, Pakistan, Çin ve Orta Asya Sovyet cumhuriyetleri arasında kalan bu dağlık ülkede komünist eğilimli, etkin ve hırslı hareketler vardı ama toplumsal bakımdan muhafazakâr ve her türlü vabancı müdahalesine son derece düşman Müslüman nüfusun içinde çok azınlıktaydılar. Bu militanların tek başlarına bırakıldıkları takdirde iktidarın dizginlerini
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Güney Kore ✓ Kuzey Kore X
Bugünün Koresi'ne baktığımda, gençliğimin atlaslarında Üçüncü Dünya'nın parçası olduğuna, hatta o zamanki sıralamalarda,daha sonra yarış içinde zarifçe "sollamayı" bildiği Meksika, Arjantin, İspanya, Türkiye, İran, Irak ve Lübnan, Suriye ya da Mısır gibi onlarca ülkenin gerisinde -çoğunun epey gerisinde- yer aldığına inanmakta güçlük çekiyorum. Hele Mısır ile kıyaslama oldukça öğretici. 1966'da, o dönemin dolarıyla, kişi başına gelir Kore'de130 dolar iken Mısır'da 164 dolardı. Elli yıl sonra rakamlar kabaca Güney Kore için 30.000 dolar, Mısır için 2.500 dolar. İki ülke artık"boksta" aynı sıklette değillerdi.
Sayfa 81 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Her halükârda, İsrail genelkurmayındaki bir avuç subay dışındahiç kimse fiilen yaşanacak senaryoyu düşünmemişti: Birkaç saatiçinde Mısır, Suriye ve Ürdün hava kuvvetlerini yerde imha ederek,Arap karşı saldırısını imkânsız hale getiren kitlesel ve yıldırımgibi bir hava saldırısı; ertesi gün de Mısır komuta heyetinin saçma bir kararla kara kuvvetlerine Sina'dan çekilmelerini emretmesiyle hezimetin hızlanması. Çatışmalar bir haftadan kısa bir süre içinde sona erdi. İsrailliler ve Batılılar bu çatışmaya hemen bir isim koydular: "Altı Gün Savaşı"- Araplar bu isimlendirmeyi her zaman aşağılayıcı bulmuşlardır;onlar "Haziran Savaşı" veya "Altmış Yedi" ya da "Naksa" demeyi tercih ederler. Sonuncusu, bozgunun ertesi günü bizzat Nâsır tarafından kullanılmış ve yaşananların vahametini küçültmeyi amaçlayan bir terimdir; "talihsizlik" veya "geçici başarısızlık" anlamınagelen bu kelime genellikle sonunda hastanın atlatacağı tahminedilen bir sağlık bozukluğu için kullanılır.
Sayfa 75 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
İnsanlık gemisinin, bir zamanlar Titanic'in başına geldiği gibi,tehlikeden bihaber ve yok edilemezliğine inanmış bir halde mahvoluşa doğru seyretmesi,sonra da gecenin içinde orkestra 'Sana daha yakın olmak için Tanrım'ı' çalar ve şampanya su gibi akarken,sonunu getirecek buzdağına çarpıp batması çok üzücü olur.
Sayfa 198 - YKYKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.