Hayatı bir pencere kenarından izlemek... Hem herkesi tanımak hem herkese yabancı...
Tiyatro oyunu olarak izleme şansını da bulduğum oldukça güzel bir eserdi. Yalnızlığı ele alış şekli ise oldukça farklıydı. Hem herkesi tanıyıp hem de kimse tarafından bilinmeyen bu adam belki de günümüz insanının kalabalıklar içerisindeki yalnızlığının bir yansımasıydı kim bilir...
Ayağı aksayan Toulouse Lautrec’in, adaleli dansöz bacakları çizmesi ya da Utrillo’nun içki içemediği dönemlerde, «cafe» resimleri yapışı gibi bir şeydir bence Yesâri'nin Uzak’ı.
bi yere kadar çevren sana uyar...
bi yerde bu bağ kopar... bi yere kadar çevrene uyarsın... bi yerde herşey biter... baktın ki olmuyor, baktın ki yürümüyor, nasılsan öyle yaşarsın artık...
Erkek (Spiker) —onlar... yaşayışlarını, mutluluklarını, acılarını... kendileriyle paylaştığımı bilmezler... bilseler... perdelerini sıkı sıkı örterler...