Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Uzak Diyarlar, Gidilmez Kentler

Tuncer Erdem

En Yeni Uzak Diyarlar, Gidilmez Kentler Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Uzak Diyarlar, Gidilmez Kentler sözleri ve alıntılarını, en yeni Uzak Diyarlar, Gidilmez Kentler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kahve çekirdeği çiğner Haylaz çocuklar Dağlara kaçıp evlerinden, Issız mağaralara saklanırlar Karanlık korkusu bilmeden, Ve resimler belirir duvarlarda Güneş sızınca öğleyin Serin taşa, Renkli hayvan siluetleri, Büyü işaretleri büyür Gözlerinde Ve odalarının duvarlarına işlenir Geceleri, Eski korkuların izi, Uykunun dehlizlerinde...
Ufukta, Kızıl göğün ardında Gri binalar mı saklıyor Titreşen floresan ışıklarını? Göğe yükselen vinçler mi Kıyıda Soğuğu kıran Sabahları?
Reklam
Pisagua Gizli bir yol gömülü çöle, Uzun yağmurlardan sonra beliren... Sular çekilince derin vadilerde Denizi gösterir işaretler Dere kıyılarında
Turfan Şehrin kucağına sokulur Kuzey treni, is duman savurarak Ayazın kavurduğu istasyonda. Bağlar içinden geçer Paslı metaller Çorak toprakların kemirici soğuğunda. Kuzey yolcuları var Kompartimanda Bir yurda varmayı özleyen, Duvardaki tuğlanın sıcaklığını, Soba üzerindeki çayın buharını... Kalın ceketleri, buruşuk, Renksiz ayakkabıları, Azıklarında bir salkım üzüm, Dere yamaçlarının buğusu Ve bir somun esmer ekmek saklanır Bölündükçe yayılan mayası. Yol yorgunu gözlerden saklı Duvar mezarları, Mağaralara gömülü elyazmaları, Şiirler, mektuplar, akitler.
Stykkisholmur Kış rüzgârları yine, Bıçkın akıntıların dolaştığı Yarımada çevresinde. Bir yolcu bekler gibi Issız benzin istasyonu, Ve makinede fokurdayan kahve. Fırına ekmek süren köylü Eski denizcilerin evladı Dilinde hep yalnızlığa sövgü, Kuzeyli kabilelerin diliyle. Yazın kırlarda koşan atlar Güneşi bekliyor yine. Eski evlerin sıcak ahırlarında Sabahları lapa yiyor çocuklar, Lavlı yamaçların likenlerinden yapılma. Çan sesleri yine "Hakikat Kılıcı"ndan Adacıklar arasında bir tekne, Uzaklarda keskin bir çığlık... Artık kıvranmıyor kayalıklarda Deniz kartalının pençesindeki balık.
Kirman Kızıl şallar uçuşur kimi günler Çorak tepelerin pencerelerinde, Geçmişi hatırlatarak, Kumlu ovaya serilmiş Yorgun şehre. Eski mezarlığa bakan Meyveli bahçede Bağlara sular taşır Yeraltı kemerleriyle Kalender, serin dere. Bahçe desenli halılarda, Çöl kumullarından kaçan Serseri tanecikler dolaşıyor Serin arka odalarda, Çeyiz sandıklarının altında, İğneleyerek uyuşuk kedilerin Islak burunlarını. Kadınlar her sabah Çölün tortusunu silkeliyor rüzgâra Dudaklarında bir rüyanın şarkısı.
Reklam
katanya Bir köpük doğdu açık denizde Kuzey rüzgârından Dalgaların tepesinde, Gri bir şehir gördü ovada Kıyıya sürüklenirken endişeyle. İhtiyar bir bağcı oturmuştu kıyıya Şehrin eski mahallelerinden, Kurşuni taşlı evlerde Büyümüş bir adam. Yanardağ püskürmelerinden geriye kalan Cebindeki bademin serinliği, Kolera salgınları, Korsan hikâyeleri var aklında Geçmiş devirlerden. Parmağının ucunda Dilinde eski şarabın buruk lezzeti. Bir köpük vurdu kayalara Dalgalarla birlikte. Üzüm karası sinmiş Yorgun parmakları örtüp kayboldu Bir süngertaşının gözeneklerinde...
Yağmalanmış bir kentin yaralarını Kolay saramazsın.
Reklam
Yola döşeli taşların kaç kat altında Savaştan düşen yoksulların Kemikleri? Lahitlerdeki kül küpleri Altın tozuna bulanmış çömlek Ve kanı kurumuş gömlek...
''İki ırmak Ne zaman birbirine kavuşsa Bir koku uçar uzaklara Çam ormanlarından... Göçerler gelir çok geçmeden İlk yağmurlarla, Birbirine kavuşan suların kıyısına.
Sayfa 35 - Kırmızı Kedi
"Denizden gelen siste kaybolsak yazın Ilık rüzgarları hissetsek yüzümüzde Karaya yaklaşan kâşifler gibi durulsak İçimizdeki fırtınalar dinse..."
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.