Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer

Hüsnü Arkan

Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer Gönderileri

Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer kitaplarını, Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer sözleri ve alıntılarını, Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer yazarlarını, Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Maziyi unutuyorum, zamanı unutuyorum o vakit... Ama sonra, bir sabah bir bakacağım ki, kimse yok... Ölüm bu çeşit bir yalnızlık olmalı herhalde! Bir sabah bir bakıyorsun; herkes gitmiş... Etrafımda otlar, çiçekler, ağaçlar. Kökleriyle vücuduma sarılmışlar.
Bir adam, çamların altındaki kırık aynaları süpürüp çöp torbasına dolduruyor. Torbada ayna parçaları şıngırdıyor; yüzler şıngırdıyor. Çarpılmış bir ağız, dalgın bir bakış, eğri burunlar, düzgün burunlar, kırgın birinin mutsuzluğu, unutamamış birinin düştüğü boşluk; her şey birbirine karışmış... Karabasanlar itişiyor, yıkıntıların içinde canavarlar boy gösteriyor, dişlerini yenilmiş ruhlara geçiriyorlar, kopardıkları düşünceleri bir köşeye çekilip iştahla yiyorlar.
Reklam
Ben bir akasyayım. İçimde bir kuş sürüsü; çiçeklerimden arta kalan çürümüş sapları gagalıyorlar.
Hayal kırıklığına benzeyen, hiçbir zaman onarılamayacak bir duyguyla ürperiyor, ürpertilerden kurtulmayı bir türlü beceremiyordu. Yaşama isteğinin kalmadığını anlamıştı.
İstediği şeye benzetmeye çalışmak değil midir?
"Yüzünü boyayın, kollarını çekiştirin, kazak örün, bıyık bıraktırın, bıyıklarını kesin! Bakınca ne görmek istiyorsanız o hale getirin! Zaten insan ilişkisi denen şey bu değil midir?"
Üzdü:°)
Ben manyağım. Çünkü düşüncelerimin davranışlarımı yönlendirmesine izin veriyorum. Beynimde bağımsız davranış bölümü diye bir şey yok! Refleksleri kontrol eden merkez bende iflas etmiş. Başkalarının kendiliğinden buldukları şaşkınlık verici anlık çözümler ve davranışlar benim aklıma gelmiyor. Nazik görünmeye çalışmıyorum, buna ihtiyacım yok; çünkü gerçekten inceyim... Ayrıca aptalım da...
Reklam
Gelecek ne zaman gelecek? Bilinmiyor. Belki hiç gelmeyecek.
Dışarıdakiler gölgelerinden korkuyorlar, gölgelerine düşman kesiliyorlar. Maalesef her yer ve herkes kusur kokuyor. Düşünmek bir insanlık ayıbı mıdır? Kime sorsa biliyor. Artık kimseye sormuyor. Ölçüsüzlük dışa vurulmuyor, iç kazıyor. İnsan tutarsız bir model; hep ölçüyorlar, durmadan ölçüyorlar. Beş milimetre düşüneceksin. İki yüz elli gram da olabilir, üç endaze de...
Barışta, yarışta, molalarda özgürlüğü hissetmek gerekiyor. Özgürlük nedir? Kimse yaklaşamıyor.
Zamanı yitirmişti. İlk kez başına gelmiyordu bu; tanık olmak istemediği bir durumla karşılaştığında, anıları aklının kuytularından çıkıverir, bir bulutun içine alıp dünyadan uzaklaştırırdı onu. Tanıdığı resimlerin içine girerdi, aşina olduğu yüzlere sığınırdı. Bir an sonra geri dönmek üzere kaybolur, yaşamaya biraz ara verirdi.
Reklam
Yaşamın kendisi gibiydi; acının, sevincin dışında da sürüp giden o saçma, itici, aldatıcı, vazgeçilemeyen boşluğa çağırıyordu. Kimi çağırdığını bilmiyordu.
Ben bu daire sözcüğüne nedense hep gülerim, hışırdarım. Niye kare ya da yamuk dememişler de daire demişler? Kare yeterince kuşatıcı değil mi? Değil! Aklınız üçüncü boyuttan kaçıp gider. Yamuk yeterince güvenli değil mi? Değil! Güvenli olsa yamuk demezlerdi. Sanırım, daireye daire denmesinin asıl nedeni, içinde dönmenin, öteki geometrik biçimlerin içinde dönmekten daha kolay olmasıdır. Ayrıca, insanlar gittikleri her yerden dairelerine dönerler. Dairelerin içinde birbirlerinden uzaklaşıp birbirlerine dönerler.
"Bir masalın, bir rüyanın içinde yaşamaktansa, hakikati ve onun hükümranlığını tercih ederim."
Hayat insana büyük bir şeyler yapmak için çok az fırsat tanır.
Deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, insanoğlunun mutluluğu uzun sürmez.
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.