Vadinin Perileri
Halil CibranVadinin Perileri Gönderileri
Vadinin Perileri kitaplarını, Vadinin Perileri sözleri ve alıntılarını, Vadinin Perileri yazarlarını, Vadinin Perileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir özlemdi; bir özlem ki, onu ne bu dünyanın tüm parıltısı silip yok ediyor, ne de hayatın akışı örtüyordu
“Çok defa sessizce oturur, gözleri ötelerde, akşam alacakaranlığının göğün mavisiyle buluştuğu yere dalar giderdi…”
Sayfa 65Kitabı okudu
acı acı içini çekti ve duyduğu kederden ağladı. yaralayıcı bir yalnızlık içinde buluyordu kendini
"Fakat zulmedilmiş biri olmak,zalim olmaktan elbette daha iyidir."
Sayfa 24Kitabı okudu
Oysa, dönüp baksak göreceğiz, böyle bir hayatın baharda gülümseyerek yakınımızda dolaştığını; yaz güneşi altında uyukladığını, güz mevsiminde kendini hüzünlü bir hasat telaşına kaptırdığını ve kışın da kış uykusuna çekildiğini.
Uzat güçlü elini, İsa ve kurtar bizi. Çünkü zulmün eli çok ağır üzerimizde. Yahut Ölüm'ü gönder bize; ölümü gönder ki, bizi mezara alıp götürsün ve biz de, orada, Senin çarmıhının güvenli gölgesi altında, Senin ikinci gelişine kadar huzur içinde uyuyalım. Çünkü doğrusu, bizim hayatımız, içinde kötü ruhların yuvalandığı bir karanlıktan ve yılanların ve ejderhaların cirit attığı bir cehennem çukurundan başka bir şey değil. Geceleri yorganlarımızın altında saklanan ve yaşama sevinci bizi kırlara, tarlalara çekip götürdüğünde başlarımızın üstünde dolaşan sabah ışığı altında kendilerini açığa vuran kanla ıslanmış kılıçlardan başka nedir ki bizim günlerimiz, bize yaşatılan günler?
Sayfa 92 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Acıya ve yoksulluğa doğan çocuklarının, ölünceye kadar güçlülerin ve zorbaların karınlarını doyurmak için sabahtan akşama kadar tarlalarda çalıştıkları ve güneşin yakıcı sıcağı altında güçlerinin tükenip gittiğini gördükleri bir dünyada barış olabilir mi, barıştan söz edilebilir mi, Ey İsa? Ezilmiş, dışlanmış insanların ümitsiz gözlerle Ölüm'e, yenilmişlerin kurtarıcılarına baktıkları gibi baktıkları bir dünyada barış olabilir mi, Ey İsa, barıştan söz edilebilir mi? Peki, nedir barış, merhametli İsa? Ve nerededir?
Sayfa 91 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Siz ey bütün katı kalpliler, evlerinde, hasta yataklarında insanların acılar içinde kıvrandığı, hapishanelerinde talihsiz mahkumların ümitsizlik içinde çile doldurduğu, tapınak kapılarında dilencilerin beklediği, yol kenarlarında garip, yoksul yolcuların açıkta konakladığı ve mezarlıklarında dulların ve öksüz çocukların ağladığı şu yoksul şehirlere, yoksul köylere bakın, bakalım, sizi ilgilendiren bir şeyler görebilecek misiniz? Ama hayır, göremezsiniz; siz, bu manastırda, tarlalardan gelen emeksiz ürününün, bağlardan gelen zahmetsiz üzümün ve şarabın tadını çıkararak miskinlik, tembellik ve rahat içinde yaşayanlar, buradan bakınca elbette göremezsiniz. Ne hastaları ve mahpusları ziyaret eder, ne açları doyurur, ne yolda kalmışları, kimsesizleri barındırır, ne de keder ve yas içinde olanları teselli edersiniz.
Sayfa 76 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Ah, Martha, sen insan bedenine saklanmış bir canavarın ayakları altında ezilen bir çiçeksin. Ağır tabanlı ayaklar ezip geçmiş olabilir seni, fakat bir dul kadının kederiyle, öksüzün çığlığıyla, yoksulun iç çekişiyle, adaletin ve merhametin kaynağı olan Tanrı'ya kadar yükselen güzel kokuyu yok edememişler, edemezler de. Ezen ayakların sahibi değil de, ezilen çiçek olduğun için sevin, rahatla.
Sayfa 24 - Kapı YayınlarıKitabı okudu