Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık

Jack Weatherford

Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık Gönderileri

Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık kitaplarını, Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık sözleri ve alıntılarını, Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık yazarlarını, Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
386 syf.
·
Puan vermedi
Vahşiler kimdir, barbarlık nedir? Uygarlık gerçekten uygar mıdır? Antropolog Jack Weatherford’un etimolojiden bolca bahsettiği, kavramlar ve uygar dünya üzerine düşünmeye ittiği bu kitap benim için bir üçlemenin sonuncu basamağıydı (Hayvanlardan Tanrılara/Tüfek Mikrop Çelik/Barbarlar Vahşiler ve Uygarlık). 10.000 yıllık bir yolculuğa çıkarken Çin kültüründen Aborijinlere, Tatarlardan Büyük İskendere misafir olduğunuz bir dünya albümü. Kendinizi ve yaşadığınız modern şehirleri sorgulamanız kaçınılmaz. Kavramların karmaşası zihninizi netliğe itiyor. Doğrularınızı sorguluyor, yanlışlarınızı tekrar düşünüyorsunuz. Mutlaka okuyunuz. Okutunuz.
Vahşiler, Barbarlar ve Uygarlık
Vahşiler, Barbarlar ve UygarlıkJack Weatherford · Versus Yayıncılık · 200811 okunma
İnsanlar yiyecek için köpekler ve akbabalarla yarışır. Yoksul ülkelerde yıllar boyu yaptığım yolculuklardan, bir şehrin refah düzeyinin çöp yerlerindeki kuşlara bakarak kolayca tahmin edilebileceğini öğrendim; ancak refah içindeki topluluklar bu tür leş yiyen hayvanları besleyecek kadar çok yiyecek atma lüksüne sahipti. Yoksul topluluklarda çöp toplayıcılar kuşları öldürüyordu. Yirminci yüzyıla, gelecek arkeologlar Çöp Çağı adını verebilir.
Sayfa 222 - Nisan 2008 Versus / 12 Uygarlık ve Çevresi
Reklam
Bir aborijin kadın hamile kalınca, biyolojik eylem ona yalnızca bir fetüs verir; içindeki biçime yaşam ya da ruh vermez. Fetüse yaşam verebilmek için anne bizzat kutsal ruhu aramak üzere toprakta yolculuk etmelidir ve anne yaşamın çocuğun içine girdiği ânı bilir. Hareket ettiğini hisseder, şimdi oturmakta, ayakta durmakta ya da yürümekte olduğu bu yerin bebeğine yaşam verdiğini bilir. O halde, bir yerde doğan çocukta o yerin ruhu bulunur; sonsuza dek ve asıl olarak o yerin bir parçasıdır.
Sayfa 26
Kuşaklar boyu misyonerler ve hükümet yetkilileri giysi giymeyi zorunlu kılmıştır, ama beyaz adamın gelişinden önce aborijinlerin giysiye hiç ihtiyacı yoktu.
Sayfa 21
On dokuzuncu yüzyılın insan ilerleyişi nosyonunda, bu ilerleyişe neden olan yeniliklerin Batı Avrupa kültüründen geldiği varsayılır. İnsan ilerleyişinin itici gücünün, hatta denilebilir ki motorunun, farklı kültür grupları arasındaki dinamik gerilim olduğunu ve kabile insanlarıyla uygarlaşmış insanların arasındaki mücadelenin bu sürecin bir odak noktasını oluşturduğunu bugün daha doğru olarak görebiliyoruz. Hiçbir yerle teması olmayan yalıtılmış nüfuslar değişmez; duraklama yaşar ve çökerler. Çin, çevresindeki kabile halklarıyla en canlı biçimde etkileşime girdiği zaman yeniliklerin odak noktası oldu, ama dış dünyadan kendisini koparınca da duraklama yaşadı. Tarihin büyük kısmında Batı Avrupa dış dünyayla az teması olan yalıtılmış bir durgun su oluşturdu, ama öteki kültürlerle yoğun etkileşim kurduğu son beş yüzyılda Avrupa dünyanın teknolojik ilerleyişine öncülük etti.
Sayfa 15
Bazı çağlarda uygar insanlar kabile halkının topraklarını mülklerine katmak amacıyla onları avladılar, tıpkı Avrupalıların Amerika yerlilerine yaptığı gibi. Bazen uygar insanlar kabile insanlarını köleleştirmeye çalıştı, tıpkı Mısırlıların antik İbrani kabilelerine yaptığı gibi ya da Batılıların Afrikalıları plantasyonlarda çalıştırmak üzere köleleştirmesi gibi. Bazen de şehirlerdeki insanlar kabile insanlarına karşı soykırım savaşı verdiler, tıpkı İspanyolların Aravak ve Karayip Yerlileri’ni katlettikleri ya da İngilizlerin Tazmanya aborijinlerini infaz ettiği gibi. Kabile insanı da yüzyıllar boyunca saldırganlara karşı savaş verdi, halta bazı çağlarda saldırgan haline bile geldi. Kuzey Avrupa’nın Cermen kabileleri büyük Roma İmparatorluğu’nun güçlerini en sonunda yenilgiye uğrattı ve Hunlar doğu imparatorluğunun büyük kısmını geçici olarak ele geçirdi. Bazen kabile insanları şehir insanlarını fethederek bu şehirleri kendilerinin kıldılar. Nitekim İbrani kabileleri Kenan (Filistin) diyarını ele geçirdi, Moğollar Çin’i fethetti ve Türkler hayli şehirleşmiş Bizans İmparatorluğu’nu aldı.
Sayfa 14
Reklam
İletişim devriminin bir parçası olarak tüm bilginin sözde parmaklarımızın uçlarında olması gerekirken, yanıtlar eskisinden de daha aldatıcı görünmekle kalmaz, artık sorulan soruların doğruluğundan bile emin olmayız.
Sayfa 13
Ne komünizmin sınıfsız toplumu ne de kapitalizmin küresel köyü yirminci yüzyılda dünyayı türdeşleştirmeyi başarabildi.
Sayfa 11
Köpekler ya da kediler gibi büyük fiziksel farklılıklar gösteren hayvanlarla karşılaştırıldığında dünyanın her yanındaki insanlar boyut, renk ve özellik olarak ancak önemsiz farklılıklar gösterir. Soğuk iklimlerde yaşayan insanların sıcak iklimlerde yaşayanlardan daha çok saçı yoktur; kuşlar ve balıkların canlı mavileri, eflatunları, sarıları, turuncuları ve yeşillerinin hiçbirini almamış olan insanlar koyudan açığa doğru mütevazı bir renk farklılığı gösterir yalnızca.
Sayfa 10
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.