Varlığın ilk anlamı dış dünyada oluştur veya dış dünyanın nesneye zarf içinde olmasıdır. Dolayısıyla birinci sorun, dışın bir nesneye zarf oluşunun veya dışta sübûtun bir yanılgı mı yoksa hakikat mi olduğu tartışmasıdır.
Nesnenin cins ve faslını söylediğimizde gerçekte onun bir özelliğini değil, onu dışta o şey yapan cevherini ifade etmiş oluruz. Bu sebeple cins ve faslın delalet ettiği şey, dışta nesnenin zatını kuran madde ve surettir. Dolayısıyla ne canlı ne de düşünen , insanın bir özelliğidir, tam tersine insanın kendisidir ve bütün özelliklere kaynaklık eder. Canlı, dış dünyaya insanın maddesi olarak; düşünen de insanın sureti olarak bulunur. İkisi bir araya geldiğinde ise insanın zatı ve hakikatini oluştururlar.