sanki, felek bir çocuk… dünya, onun elinde bir top.. felek oynar, dünya yuvarlanır. çocuk oynar, top aşınır. şimdi kırmızı görünen şey, gözünü yumup açıncaya kadar sarı olur. şimdi doğru görünen şey, gözünü yumup açıncaya kadar, eğrilir. ah, kaç bin kere, kuyruklu yıldız kadar bir yıldırım olup da bu çocuk oyuncağını, bu alçak toprağı, bu zulüm dünyasını, bu insana mezar olmaktan başka bir şeye yaramayan felaket alemini bir vuruşta yüz bin parça etmek hülyaları ile çıldıracak derecelere geldim… kaç bin kere…
seni yanımda gördükçe ne sanıyorum, bilir misin? bir melek, benim için gökleri bırakmış da bu kara topraklara inmiş sanıyorum. kendimi şeytandan alçak görüyorum. kendi kendime “şeytan insanı aldatır. ben bir meleği aldattım!” diyorum.
sanki, felek bir çocuk… dünya, onun elinde bir top.. felek oynar, dünya yuvarlanır. çocuk oynar, top aşınır. şimdi kırmızı görünen şey, gözünü yumup açıncaya kadar sarı olur. şimdi doğru görünen şey, gözünü yumup açıncaya kadar, eğrilir.