Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaban Aklın Evcilleştirilmesi

Jack Goody

Yaban Aklın Evcilleştirilmesi Gönderileri

Yaban Aklın Evcilleştirilmesi kitaplarını, Yaban Aklın Evcilleştirilmesi sözleri ve alıntılarını, Yaban Aklın Evcilleştirilmesi yazarlarını, Yaban Aklın Evcilleştirilmesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Az bilinen bir dil vardır Sevgililerin sahiplendiği. Simgeleri toprağın üzerinden gülümser İşlenmiştir Tabiatın harika elleriyle. (The Language of Flowers)
Kayıt tutma ve ampirik hatta bilimsel bilginin gelişimi ara­sındaki ilişkiyi kavramak zor değildir. Ancak listelerin bilginin konumunu belirgin hale getirmekle kalmayıp aynı zamanda sı­nıflandırma sorununu ortaya çıkardığı ve belli bir tür anlayışın yolunu açtığı bir yöntem daha vardır. Burada Sümerlerin sözlü­ ğünde ve Eski Mısır'ın
Reklam
Saussure
(Yazının) biricik amacı(dili) göstermektir... konuşulan biçimler tek başına nesneyi oluşturur
Vachek
"Dilin KONUŞMA DÜZEYİ, ses olarak açığa çıkabilen dil un­surlarının oluşturduğu bir sistemdir. Bu sistemin işlevi, belli bir uyarıcıya işlek bir şekilde tepki vermektir (kural olarak bu ive­dilik ister) ... tepki veren dil, kullanıcının sadece iletişimse! değil duygusal yönlerini de gerektiği gibi ifade eder." "Dilin YAZMA DÜZEYİ, grafik olarak açığa çıkabilen dil unsurlarının oluşturduğu bir sistemdir. Bu sistemin işlevi, bellbir uyarıcıya durağan bir yolla tepki vermektir (kural olarak ivedilik istemez)... özellikle sadece iletişimsel yön üzerinde yo­ğunlaşır... "
'Doğa' ve 'kültür' gerçek midir? Bu kar­şıtlık, kültürel çözümlemeye öyle bir sızmıştır ki artık onu 'do­ğal,' kaçınılmaz olarak görüyoruz. Fakat doğa ve kültür arasın­daki ayrım bazı yönlerden oldukça yapaydır. Örneğin birçok yi­yecek ara bir kategoriye düşmektedir, pişirilmemiş ancak işlen­miştir ya da sadece insan eliyle toplanmaktadır. 'Three Bears' üzerine yazısında E. A. Hanımel (1972) balı doğa alanına yerleş­tirirken yulaf lapasını kültür alanına koymaktadır. Kahvaltı ma­sasında ve tarlada bu karşıtlık o kadar da belirgin değildir. As­lında çiğ/pişmiş ayrımı çok daha uygun bir biçimde uygulamaya koyulabilirdi.
Geleneksel kültürler­ de sisteme zararlı unsurlar karşısında endişe duyulurken, alter­natiflerin farkında olma gibi bir duyarlılık da gelişmemiştir; açıklık ve bilimle yönlenmiş kültürle birlikte bu duyarlılık geli­şir. Alternatiflerin farkında olma, bilime geçiş için çok önemli bir koşuldur.
Reklam
Yargılarımızın kökeninde entelektüel hayatımıza hakim olan birtakım temel fikirler vardır. Bu fikirler, felsefecilerin Aris­toteles'ten beri anlama kategorileri olarak adlandırdıkları şeyler­dir: Zaman, uzam, sınıf, sayı, neden, madde, kişilik kavramları gibi. Bunlar, şeylerin en evrensel niteliklerine karşılık gelir. Bü­tün düşüncemizi çeviren sağlam bir çerçeve gibidirler... Sanki aklın çatısını oluştururlar
Açıktır ki yaban aklın sahip olduğu nitelikler bilim adamla­rının dikkatini yönlendirmeye yarayan niteliklerle aynı konuma oturtulamaz. Bu iki farklı durumda, fiziksel hayata farklı iki uç­tan yaklaşılır: Birisi oldukça somut diğeri ise aynı oranda soyut­tur; birisi algılanabilir niteliklerden bir bakış açısı yaratırken, diğeri bunu biçimsel niteliklerle yapariki farklı, ancak aynı oranda pozitif olan bilim oluşturur. Bu bilimlerden birisi uygarlık sanatının temelini atan (tarım, hayvan yetiştiriciliği, çömlekçilik, dokumacılık, gıdaların korunması ve saklanması gibi), algılanabilir düzenle kuramını oluşturan neolitik bilimdir. Bu araçlarla temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya devam eder. Diğeri ise entelektüel bir düzeyden yo­la çıkıp çağdaş bilimin tohumlarını atar.
Bruner
Çocuğun dil kullanımının kategorik olması evrensel bir durumdur.
Günümüz sosyal bilimcilerinin gelişimsel çerçeveden kaçın­malarına rağmen, aslında en nitelikli sosyoloji kuramları bura­dan yola çıkılarak oluşturulmuştur. Comte, Marx, Spencer, Weber ve Durkheim'dan bahsetmek yerinde olacaktır (antropo­lojiden daha belirgin örnekleri vermek gereksizdir: Maine, Morgan, Tylor, Robertson Smith ve Frazer gibi...). Bu insanların tümü, karşılaştırmalı ve evrimsel bir alana yönelmişlerdir. Spen­cer ve Durkheim'in çalışmaları Avrupalı olmayan toplumlar hakkında muazzam bir bilgi kaynağıdır; Weber ise daha çok As­ya'ya yönelmiştir. Fakat bu çalışma alanları, genellikle modern endüstriyel toplumun yükselişiyle birleşen bir tür kavim-merkez­li, fakat oldukça önemli bir sorunsaldan çıkılarak yapılmıştır. Bu sorun Parsons'un sıklıkla yinelediği bir yerde odaklanır: "Öyleyse neden arada konumlanmış gelişkin Doğulu toplumların hiçbirinde modernleşmeye doğru bir kopuş yaşanmadı?"
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
Yeryüzündeki en büyük, en etkili ve en güçlü buluş hangisidir? Tabii ki Yazı. Etki alanı ve geldiği nokta göz önüne alındığında binlerce yıllık bir düşünce, mantık ve teknolojinin şekillendirdiği insanlık ve dünyayı görüyoruz. İçerisinde aktöre, ekin ve kılgısal dirimin boyutlarındaki zenginliği keşfediyoruz. Bildiğiniz her şeyin buradan şekillendiğini göz önüne almanız kafi.
Yaban Aklın Evcilleştirilmesi
Yaban Aklın EvcilleştirilmesiJack Goody · Pinhan Yayınları · 201119 okunma
Levi-Strauss "tarihler (dates) olmadan tarihin olamayacağını" iddia etmektedir. Ancak arşivler olmadan ikisinin de olamayacağını belirtmek daha doğru olacaktır.
Pinhan
'Az bilinen' bir dil vardır Sevgililerin sahiplendiği. Simgeleri toprağın üzerinden gülümser İşlenmiştir Tabiatın harika elleriyle. (The Language of Flowers)
Pinhan
Shakespeare bir yaratıcıdan çok, mükemmel bir düşünce ve ifade yenileme uzmanıdır.
Pinhan
Aklı olan mutlak kulak asar. Sözlerimizden, Niyetimizi hemen anlar. Felaket güneşi Batıda doğuyor, İnsanlar ve yaşadıkları yerler üzerinde, Pis pis parıldıyor. Şiir dilinde söylersek Hıristiyanlığın afeti bu. Hıristiyan belası bir toz bulutu gibi buldu bizleri. İşin başında, Barış dolu geldiler. Yumuşak, tatlı bir edayla. 'Ticaret için geldik,' dediler. 'İnsanların inançlarını yeniden düzenlemek,' 'Zulme son vermek, yeryüzünden hırsızlığı,' 'Yozluğu temizlemek ve yok etmek için.' Ne yazık hepimiz anlayamadık asıl niyetlerini, İşte şimdi onların uşaklarıyız. Küçücük armağanlarla kandırdılar bizleri, Ve lezzetli yemeklerle beslediler... Ancak şimdi ağız değiştirdiler. (Hacı Ömer, 19. yüzyıl, Kuzey Afrika)
Pinhan
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.