Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yabancı #1

Yabancı - Şahmeran

Öznur Yıldırım

En Eski Yabancı - Şahmeran Sözleri ve Alıntıları

En Eski Yabancı - Şahmeran sözleri ve alıntılarını, en eski Yabancı - Şahmeran kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yanımızda cennet, bir yanımızda cehennem varsa dünya araftır.
Beni istemiyormusun ozaman o tetiğe gerçekten basman gerekecek çünkü seni bırakmaya hiç niyetim yok
Reklam
ileride evleneceğin adam dedi kulağıma fisildayarak sana böyle sarilabilirmi
Sırf günün sonunda bana Sığın diye elindeki herseyi almak istiyorum
Burası tam kalbine giden damarların üstü burası benim Şahmeran herşeye sınır koyabiliriz ama burası benim vazgeçmem
Uyudun değilmi ?diye sordu derin bir nefes alarak. Ölümlerden çok etkileniyorsun ufaklık ama kayan bir yıldızın altında dilek tutmayı romantik bulursun eminim. Fakat şunu unutuyorsun, insanlar yıldızlar gibi biri kayar gider ama diğer tüm yıldızlar yanmaya devam eder.
Reklam
Benim hakkımda bir şeye karar vereceksen artık hiçkimsemin olmadığını kaybedecek hiçbirşeyimin olmadığını aklında bulundurarak karar ver ben artık yaşadığım hayata yabancıyim
Gözlerim de ruhum kadar, avuçlarımda eriyen kar kadar, bu orman kadar soğuk muydu?
Pes edecek değildim, öylece kabullenmek kesinlikle bana göre değildi. Boğazımı kesmeye başlasa bile kurtulmak için bir şeyler yapmaya çalışırdım ama kabullenmek kesinlikle benim için kabul edilebilir bir seçenek değildi.
Reklam
Tek istediğim kaçmaktı. Anlamsız olduğunu bile bile kaçmak. Uzaklaşmak istiyordum her şeyden, en çok da kendimden. Oysa soluk soluğu ona doğru kaçtığım geleceğim bile, geçmişin pençe izleriyle doluydu.
Oysa zaman bile yaşlanmıyor muydu? Bazen merak ediyordum: Herkesin dünü, zamanın tek bir anısıyken ve ufak bir anı bile geleceğe gölge düşürüyorken, insanlar gelecekte nasıl umut görebiliyordu?
Yağmur sonrası toprak kokusu... Ne zaman zihnimin içinden bir kâbus geçse, yağmuru ağırlayan toprağın o boğucu kokusunun yayılması gibi, anılarım da benliğime yayılıyordu. Bir beden, ruh tarafından terk edildiğinde hayaller de sahipsiz kalıyor, sadece beden değil, onlar da sessizce üzerlerine atılan toprağa karışıyorlardı. Bu yüzden, ölü hayallerin izlerini taşıyan o yağmur sonrası toprak kokusu bana her zaman boğucu geliyordu. Bu yüzden, kâbusları ağırladıktan sonra zihnimin içindeki düşünceler ölen hayallerimin yankısını taşıyor, geçmiş yine aynı gürültüyle zihnimi ele geçiriyordu.
Yalnızlığın belli bir hacmi yoktu ve bulunduğu ortamın şeklini alıyordu, yaşanılan ev ne kadar büyükse hissedilen yalnızlık da o kadar büyük oluyordu.
Sayfa 177Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.