Nasıl başlarım bilmiyorum, o kadar etkilendim ki okurken çoğu yerde gözlerimin dolmasına mani olamadım...
Şuna eminim ki Fatih bambaşka bir insan. Okurken onca başarısızlığın içinde ben olsam dayanamaz bırakırdım demeden kendimi alamadım. Çünkü aslında bildiğimizden çok daha zor ve çok fazla yenilgi alınarak bu zafere ulaşılmış. Her seferinde Rumların keyifli kutlamaları, Fatih'i dalgaya almaları, genç, cahil görmeleri, küçümsemeleri....
Tüm bunlara rağmen asla sarsılmayan dimdik bir inanç. Hayran kalınası...
Kitabı okurken sonunu bilmeme rağmen ürkerek okudum ve şunu söylemeliyim ki bu kadar zorlukla alınmış bu şehrin kıymetini bilmek gerek. Çocuklarımızı bunun bilincinde yetiştirmek ve şehrimize sahip çıkıp değerlerimizin farkına varmalıyız.
Son kez saldıracakları zaman Fatih: " Biz o duvarı aşmaya değil, onların dibinde ölmeye gidiyoruz! Biz toprak kazanmaya değil, toprak olmaya koşuyoruz! İnsan yaratıldığı toprakta gömülürmüş kardeşlerim! Bugün bizim gurbetimiz bitiyor, evimize dönüyoruz.." Bu sözlerden kendime çıkardığım ders ise:"ne olursa olsun inandığımız şeyin peşinden gitmeliyiz. O şey olursa harika olur ama olmazsa da vazgeçmemiş olur o yolun yolcusu oluruz."