Hepimizde bir son hissi vardır. Hayatlarımızın bir anlatı arayışına çıkmasının sebeplerinden biri de, tıpkı anlattığımız hikâyeler gibi, varoluşumuzun da bir gün son bulacağını bilmemizdir. Ölüm denen sınır deneyimi, sonluluğumuzun en kesin göstergesidir. Tam da öleceğimizi bilen varlıklar olduğumuzdan, öyküler anlatmaya, temsil edilemez olanı temsil etmek için uğraşmaya, bizi çevreleyen muamma ve açmazları yorumlamaya devam ederiz.