Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yağmur Hüznü

Ahmet Karcılılar

En Eski Yağmur Hüznü Gönderileri

En Eski Yağmur Hüznü kitaplarını, en eski Yağmur Hüznü sözleri ve alıntılarını, en eski Yağmur Hüznü yazarlarını, en eski Yağmur Hüznü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okumuştum bu kitabı. Her şeyden önce bu bir ilk roman ve yazar bu ilk romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. İşlenen hikaye fazlasıyla ilgi çekici ve dahası işleniş tarzı çok hoşuma gitti. Son bölümlere kadar iyi bir kitap okuduğunuzu düşünüyorsunuz, son bölümde ise çok ama çok iyi bir kitap okuduğunuzu fark ediyorsunuz. Yazardan bahsedeyim biraz; Tıpkı Hasan Ali Toptaş gibi o da Denizli doğumlu. Havasından mıdır suyundan mıdır bilmiyorum ama iki yazar da hep zor kurguların altına giriyorlar ve kanımca başarıyla da çıkıyorlar. Ahmet Karcılılar tam olarak neden olduğunu tanımlayamasam da okuyucuyu kitabın içine hapsedebilen bir yazar. Elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. Üslubu sade, akıcı ama biraz fazla detaycı. Zaman zaman bu detaycılık canınızı sıksa da kurgudaki sağlamlık ve yazarın dili sayesinde yine de kitabı okumaktan vazgeçemiyorsunuz.
Yağmur Hüznü
Yağmur HüznüAhmet Karcılılar · İnkılap Kitabevi · 200470 okunma
Cihan var olmadan ketm-i adem'de . Hak ile birlikte yektaş idim ben . Yarattı bu mülkü çünkü o demde. Yaptım tasvirini nakkaş idim ben. Şiri
Reklam
Bana sonsuzluğu anımsatan her şeyde hüznüm yeniden başlıyor.
"Sen bütün cehennemleri biliyordun içindekileri ve diğerlerini. Deliresi karanlıklar yaşadın gözlerin ardına dek açık. Gidilmez uzaklara gittin çelikten atlarınla, görülmez uzakları gördün ve yıkık tapınaklarda tanrı düşlerini." Hüzn-ü Rahim Kahırratlı Cemal
Yağmur yağacak. Her an gelebilir...
Geldiğinde ona karşı en güçlü olduğum yerde, sokakta olmalıyım. Yalnız olduğum evden çıkıp insanların arasına karışmalıyım. Herkesin içinde gelip bir kambur gibi sırtıma çıkamaz. Yalnızken bana yaptırdığı şeyleri insanlarla birlikteyken yapmamı isteyemez. Bu yüzden çığlıklar atıp duvarları yumruklamamı ve kendimi yerden yere atmamı gerektirecek kadar yakınlaşmaz bana; böylece diğerleri ne denli kötü ve çirkin olduğunu anlamazlar. Ama hep yakında bir yerde olduğunu da hissettirir.
Yıllar önce bulaşan ve sinsi bir virüs gibi ruhumda saklanan hüzün bu, ona yağmur hüznü diyorum. Bana hissettirmeden döllendiği rahimde yıllar yılı büyüdü, serpildi ve onu yenemeyeceğimi, onunla başedemeyeceğimi anladığında ortaya çıktı. Üstelik karşısında ne kadar çaresiz olduğumu da biliyor; bu yüzden karşısına çıkmamaya çalışıyorum.
Reklam
...çocuk olduğumu hiç hatırlamadım, erken büyüdüm. Bu yüzden işten ve çalışmaktan nefret ettim. Ama nefretimin asıl kaynağını çok sonraları anladım. 'Babamızı babamız olduğu için sevmemiz gerekir' ya da 'Annemizi, çocuklarımızı, kardeşlerimizi feodal bağlarımız yüzünden sevmemiz gerekir' inancının yanlışlığından söz ediyorum. Babamızı da diğer insanlar gibi iyi bir insansa sevmeliyiz, değil mi?
Ölümden sonra dirilmeyi, sonsuz yaşamı düşündüm. Dünyanın sonsuz evrenin içinde, tarihin sonsuz zamanın içinde küçücük bir nokta olduğunu fark ettim. Sonsuz yaşam içinde tarihin olamayacağını, sonsuz bir döngünün içinde hapsolduğumu, üstelik bu çaresizliğe, her zor durumda sığındığım onun da benimle birlikte mahkum olduğunu anladım.
En kudretlinin acizliğini hissettim. Kimsenin farkında olmadığı bir kapanda olduğumuzu, zaman denilen çıkışı ve hatta kendisi de olmayan sonsuz labirentte kapalı kaldığımızı düşündüm. Çaresizdim. Çaresizdim. Lânet olsun, çaresizdim!
Bana sonsuzluğu anımsatan her şeyde hüznüm yeniden başlıyor, kimselere belli etmiyorum.
111 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.