Gel gör ki anlatılanları dikkatlice dinlemek, olanları anlamak demek değilmiş. Duyduklarımı sindirmek, gördüklerimi aklıma iyice yerleştirmek ve sonrasında tüm resmin içinde kendimi görebilmek ve nerede durduğumu anlayabilmek bambaşka bir işmiş.
Şikayetçi değilim. Yaşadıklarımızı neden yaşadığımızı düşünmeyi ve başımıza gelenlerin sebeplerini sorgulamayı belirli bir noktaya kadar getirip, sonrasında "Vardır bir hayır" demeye alıştım.
Başkalarının ne düşündüğünü çok önemsediğimi fark ediyorum bazen; sonra kendime onların omuzlarıma koyacakları geçici apoletlerin hiçbir önemi olmadığını hatırlatıyorum.
Hepimiz birbirimize lazımız ve bunu daha çok hatırlamalıyız. Tüm kahramanlığımız, korkaklığımız ve bazen yarım kalmışlıklarımızla, hepimiz aynı toprağın fidanlarıyız.
Duygularımın ve düşüncelerimin beni aydınlığa ve feraha çıkaracağından hiç ümitli olmadığım günler bile oluyor bazen ama ben yine içimde çiçeklenen ağaçlara tutunmayı tercih ediyorum.