kendini tellerinden kanatan
bir kemanın sesiyle
kalbimdeki çatlağı büyüterek
nasıl da geçiyor zaman.
ki et ve kan
hoşnutluğu değil tenimde yatan
öyle bakma, çok eski sevdim.
sondan başladık söz'e
şimdi başa dönelim.
geniş göğüslü bir kış göğü okunuyor salâlarda
gözlerinden anlaşılır... çocuklar alınyazısıdır
sen de başkasının alınyazısıydın baba.
çocuk özlüyor şimdi, oysa sarsın isterdi
yüzüne tokat olup inen babayı, dur ağlama
büyüyünce ben de senin gibi ölücem baba.
kalbi kalın... öfkeyle mühürlü kuyular nasıl
sığar tabutlara, eksiksiz ağladım bu şiiri,
bildim hiçbir iple inilemiyor ona... ooy
ömrüm, çıkrıksız bir kuyuymuş baba.