Enver aç değil, hayalleri, gelecek için yaptığı planlar onu besliyor, yöne de yanında kimsenin olmaması rahatsız edici, artık ordusuz bir kumandan, kimsesiz bir lider, halksız bir yol gösterici....
Anlık mutluluklar, büyük gururlar, kısa paylaşımlar, sonra gidişler, her gidiş bir yok oluş. Bir daha görememe, sesini duyamama, kokusunu alamama... Bana hasret düşüyor, hasreti yaşamak, yine de dimdik kalabilmek. Oyun oynamak zorunda olduğum yazıyor kaderimde, hep dik kalmanın oyundan farkı ne? Yüreğim ağlamak istiyor, çökmek, erimek, sulara, kumlara karışmak, bir daha bunları yaşamamak. Öyle zayıf düştüm ki, yatağa girip bir daha çıkmamayı hayal ediyorum. Çıkmam gerek, iyi görünecek ve savaşacağım; bunu hangi güçle yapabilirim?