Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yanan Günışığı

Jack London

Yanan Günışığı Gönderileri

Yanan Günışığı kitaplarını, Yanan Günışığı sözleri ve alıntılarını, Yanan Günışığı yazarlarını, Yanan Günışığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bazı insanlar kalabalıkta kendilerini yalnız hissederler ya, öyleyim."
"Bütün ömründe yaşamı çıplak gören o, yaşamı bu denli çıplak görmemişti."
Reklam
Düzenli içki içmekten daha kötüsü, tek başına içmektir.
Sayfa 259 - KapraKitabı okudu
Bir üstün insanın en büyük düşmanı, diğer bir üstün insandı. Büyük aptal halk kitlesinin hiç önemi yoktu. Onlar öyle zavallı bir çamurdan yaratılmışlardı ki en aşağılık düzenbaz bile onları kandırabilirdi.
Sayfa 139 - KapraKitabı okudu
"Şimdi en büyük kumarını oynuyordu. Ortaya koyduğu servet hayatı, kartları da mermileriydi."
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oyun masası dünya idi, dünya aynı zamanda bir lokma ekmekle kırmızı otomobiller arasında değişen kavlari taşıyordu. Sonunda şanslı ve şanssız aynı yerde ölümde birlesiyorlardi.
Yanan Günışığı
Yanan GünışığıJack London · Cem Yayınevi · 2010462 okunma
Reklam
Bir üstün insanın en büyük düşmanı başka bir üstün insandı. Büyük halk yığının önemi yoktu. Öyle aşağılık bir çamurdan yaratılmışlardı ki, en aşağılık düzenbaz bile onları kandırabilirdi. Üstün insanlar sadece zincirleme soygunu idare ediyorlar, işçilerin soyulması ağırlaştığı, tekdüzeleştiği zaman dönüp birbirlerini soyuyorlardı.
Sayfa 156 - cemKitabı okudu
'' Hırsızlar arasında namus vardır, hırsızları namuslu kişilerden ayıran budur, '' diye düşünüyordu. Bu laf gerçeğin tam ifadesiydi. Bu modern üstün insanlar, kurbanlarına öğütledikleri ahlak kurallarını kendileri uygulamayan sefil bir haydut sürüsünden başka bir şey değildi. Bunlar arasında namus sözünün değeri, o sözü tutmak zorunluluğunu duydukları sürece vardı. Çalmayacaksın emri, sadece namuslu işçiye uygulanırdı.Kendilerine gelince, onlar bu gibi emirlerin üstündeydiler. Çalıyorlardı, hem nasıl çalıyorlardı, üstelik kendileri gibilerden hırsızlıklarının büyüklüğüyle orantılı saygı görüyorlardı.
Sayfa 156 - cemKitabı okudu
İşte neden buydu,aşk. Belayı getiren aşktı. Aşk ayazdan da açlıktan da beterdi. Kadınlar yalnız başlarına güzeldiler,onlara bakması hoştu,ne var ki,onlarla birlikte şu aşk denen şey hemen beliriyordu. Çünkü aslında kadınlar iliklerine kadar aşkla doluydular. O derece akıldışı bir yaradılışları vardı ki ,bir an sonra ne yapacaklarını kestirmek olanaksızdı.
Reklam
Zayıf karakterli adamlar bunlar! açlıktan bayılan insanın bir lokma ekmeğini çalar, mezardaki ölünün altın dişlerini söker ama yanlışlıkla ölünün ayağına takılırlarsa, sanki suç ölününmüş gibi her yeri ayağa kaldırırlar.
Paranın satın alamayacağı öyle çok şey var ki.... Şu küçük kadını satın alamam örneğin. Parayla midemi genişletemem . Günde bir litreden fazla kokteyl içmedikten sonra otuz milyon kaç para eder? Her Allah'ın günü emrimde çalışanlardan on kere fazla çalıştığım halde, günde iki öğün tadı tuzu bulunmayan yemekten fazlasını yiyemiyorum.
Sayfa 290 - cemKitabı okudu
'' Küçük kadın haklı. Bir seferde ancak bir yatakta yatılabilir. Yüz kırk tane dizgin var, oysa ben bir tanesini bile kullanamıyorum. Bir seferde ancak bir dizgin kullanılabilir. Ama ben o bir ata bile binemiyorum. Zavallı Bob! Keşke seni çayıra yollasaydım. Otuz milyonun, gelecekte daha fazlasının ya da hiç'in sahibi ; peki ama neye yarıyor bu paralar?
Sayfa 290 - cemKitabı okudu
Her şey olup bittikten sonra aşağılık bir oyun, hileli bir kumar gibi görünüyordu yaşam. Zarlar civalıydı. Ölenler kaybediyordu bu oyunda herkes ölüyordu. Kim kazanıyordu? Hilebaz, jurnalci, baş soytarı ; o ebediyen genişleyen mezarlık, sonu gelmeyen cenaze alayı ; yaşam bile kazanamıyordu.
Sayfa 83 - cemKitabı okudu
820 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.