Öne Çıkan Yanık Maske kitaplarını, öne çıkan Yanık Maske sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Yanık Maske yazarlarını, öne çıkan Yanık Maske yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Köyde her ev aynı kokar; biraz ahır, biraz süt, biraz tütün. Onunki farklıydı ve ben bunu çok seviyordum. Meyve mi, şeker mi, bisküvi mi yoksa kitaplar mı kokuyordu böyle tatlı tatlı."
Kalbin bir kapısı kırk odası var, hangisinden diliyorsan gir.
Bu yazarı ilk defa okudum, iyi ki de okumuşum. Kitabın her cümlesini yüreğimde hissettim. Hiç tam olarak bir köyde bulunmasamda, duyduklarıma ve televizyonlarda gördüğüm kadarıyla köy yaşantısını çok iyi anlattığını düşünüyorum. Bir köye atanan entelektüel, yüzünü deri bir maske ile gizleyen imamın hikayesini bir delikanlının gözünden anlatıyor yazarımız. Kitabın sonuna kadar imamın maskesini çıkarmasını bekledim. Ha şimdi çıkaracak diye diye sonunu ettim. Sonu hiç de tahmin etmediğim gibi bitti ama yine de çok güzel bağlanmış bir sondu bence. Hatta bu sonun kitaba kendi hayal ettiğimden daha çok yakıştığını düşünüyorum. Kesinlikle okuyun. / Sevene seda gerekmez, iş ki fısıltımı duysun da gelsin.
Sabahın ilk saatleridir köyün en duru vakti. Yazın ortası bile olsa geceden kalan kırağı ardında beyaz bir örtü bırakır, güneşin doğmasıyla sevimli topacık çiğler kaygan zeminde tutunamaz, bir iki salınıp yere düşer. Yükünden kurtulan yaprağın titrediğini kimse fark etmez. Çiğnenen toprak, lekeli tenini sırtından atıp koynunda beslediği binbir çiçeğin kokusuyla karşılar günü. Gece boyu akan ırmak, suyunu taşlara çarpa çarpa yıkarken yuvasından başını uzatan serçedir ilk konuğu.
Soba çıtırdıyor, demlikte kaynayan su taşıyordu. Kızgın saca düşen damlaların kimi cızırdayarak zıplarken kimi toprak zeminin üzerine atıyordu kendini; benek benekti yer.