Bu kitaba başlarken bu kadar seveceğimi düşünmemiştim hatta kafamda soru işaretleriyle başlamıştım. Yazara daha önsözde yazdıklarıyla ısınmış şekilde ilk satırları okumaya başladığımda sayfaları çevirdikçe çevirdim, adeta bir serüven romanı okurcasına hiç yormadan cümleler aktı gitti. Mustafa Kemal hakkında genel geçer bilgileri hepimiz biliyoruz fakat olanlar Atatürk geldi düşmanı yendi gibi basit bir şekilde de gerçekleşmedi maalesef. Mustafa Kemal'i Atatürk olmaya giden yolda yandığını ve piştiğini, karşılaştığı sorunlar ve engeller karşısında umutsuzluğa düşmeden vizyonunu oluştururken de bunları hatırladığını anlamalıyız. Dışarıdaki mücadelenin yanı sıra içeride de bir rekabet görüyoruz. Enver Paşa ile Mustafa Kemal arasındaki çekişmeler, Corinne ile aralarındaki dostluk, ta okul sıralarından süre gelen hürriyetçi ve inkılapçı düşünceleri, Alman komutanlarla ilişkisini ve Mustafa Kemal'in asker olarak tam bir görev adamı olmasının yanı sıra sorunları çözmede kullandığı uzlaşıcı tavır ile de dahi bir fikir adamı olduğunu görüyoruz. Çoğu kişinin engeller karşısında vazgeçip rahatına bakıp yaşayacağı fırsatlara rağmen görev adamı olarak ona verilen görevi en iyi şekilde ifa etme arzusu ile çalışan bir subay. Her gencin öğretilen belli başlı kalıpların dışına çıkarak Mustafa Kemal'in bir insan olarak daha yakından tanıması gerekiyor ve bu kitap bu konuda oldukça başarılı. Devam kitabını, Yarının Adamı'nın bir millete baba olmaya giden yolunu merakla okuyacağım.
