Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşadıklarım ve Düşlediklerim

Gülten Dayıoğlu

En Eski Yaşadıklarım ve Düşlediklerim Gönderileri

En Eski Yaşadıklarım ve Düşlediklerim kitaplarını, en eski Yaşadıklarım ve Düşlediklerim sözleri ve alıntılarını, en eski Yaşadıklarım ve Düşlediklerim yazarlarını, en eski Yaşadıklarım ve Düşlediklerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Geçen seneki İZMİR KİTAP FUARI'NDAN keyif aldığım şeylerden biriydi Sevgili Gülten Dayıoğlu'na kitabını imzalatmak. Ve seçtiğim kitap da ömrü boyunca yazmış olduğu kitaplar hakkında ufak bilgiler barındırıyordu. O gün Gülten Dayıoğlu ile mini bir sohbet etme fırsatı buldum, ilk benim kitabımı imzaladı tabi. Ve kitabı imzalarken OĞLUM diye yazabilir miyim dedi? Bir an şaşırdım. Bu tarz bir şeyi hangi yazar söyler bilemiyorum. Benim için güzel bir an, güzel bir anı oldu. Bu kitap, Gülten Dayıoğlu'nun eserlerinin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIYLA DÜŞLEDİKLERİ'NİN bileşiminden oluşuyor. Keyifli Okumalar :)
Yaşadıklarım ve Düşlediklerim
Yaşadıklarım ve DüşlediklerimGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 201039 okunma
Çocukluğumda çok yaramazdım. Annem, benden söz ederken, " Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar," derdi. Büyüyüp olgunlaşsam da, ben hala eserlerimi yazarken, bir bakıma gökyüzüne kement atıyorum. Düşler, düşünceler, türlü fantaziler, en çok da yüreğime sığdıramayacağım kadar sevgi ve coşku yakalıyorum. Yetmiş iki kitabımı, işte o ganimetlerle yazdım. Eserlerimle ben bir bütünüz. Başka bir deyişle, eserlerimin yazılış öyküleri, YAŞADIKLARIMLA DÜŞLEDİKLERİM'in bileşiminden oluşuyor.
Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
Arka kapak yazısı...
" Gülten Dayıoğlu'nun bu kitabı, sanırım bütün okurlarının dikkatini çekecek, hatta ona yeni okurlar kazandıracaktır. Bir kitabın oluşum serüveni, okur merakının odağıdır. Nasıl yazmış, esin nerden gelmiş, neleri araştırmış? Kitap kadar bu da ilgi çekecektir. Gülten Dayıoğlu'nun kitabını hoşlanarak okudum. Çünkü bu onun araştırıcı kimliğini, bir konuyu nasıl derinliğine incelediğini gösteriyor. Soğuk bir çalışma günlüğü değil bu kitap. Yazılışı içinde onun yaşamından izdüşümler bulacaksınız. Yazarınızın verdiği mücadeleyi de okuyacaksınız. Bir yazarın ilk kitabından bu yana yaşadıkları, Türkiye'de yayın dünyasının anatomisini de bize sunmaktadır. Çocuk Edebiyatı'nın topluma yayılması konusunda da bize bilgi vermektedir bu kitap. Onun gezilerini okurken, her şeyin bir kitap konusu olarak zihninde canlandığını öğreneceksiniz. Onunla birlikte gezmenin, onunla birlikte düşünmenin, yazdıklarının arka bahçesinde gezinmenin zevkini yaşayacaksınız. Bu kitap, sizi belki onları yeniden bir okuma tutkusuna götürebilir. " Doğan Hızlan
320 syf.
·
Puan vermedi
Şehrengiz Projesi ile okuduğum bir kitaptı. Belirli bir olay örgüsünden ziyade yazarın hikaye kitaplarını nasıl,hangi şartlarda, hangi zorluklar altında yazdığını anlatıyor. Maddi yönden güçlü olmamasına rağmen kültür sevdasından vazgeçmeyip sürekli gezmesi, hep öğrenme çabası kendisini mükemmel bir insan kıldı gözümde. İçerisinde "Yeşil Kiraz" adlı bir bölüm var. Kitapta her şey kurgudan ibaret olsa da Kiraz'ın direnişi, en dibe battıktan sonra bile vazgeçmeyip bir dala tutunma çabası insana gerçek bir umut vaat ediyor.
Yaşadıklarım ve Düşlediklerim
Yaşadıklarım ve DüşlediklerimGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 201039 okunma
Öğretmenlikte ilk yıllar...
Bana ikinci sınıfı verdiler. Altmış kadar öğrenciyle baş başa kaldığımda, ne denli ürküye kapıldığımı hâlâ unutmadım. İşte un, işte şeker, haydi helva yap da görelim hallerine düşmüştüm.
Akilopanta
Bu kuşlar geçmişte, çok uzun yıllar yeryüzünde yaşamışlar. Sonra soyları tükenmiş.
Reklam
İlk kez duydum. :)
Bit, pire, yavşak halk dilini bile etkilemişti. Öyle ki, bu sözcüklerden deyimler, atasözleri bile üretilmişti. Örneğin; sonradan zengin olan birine, "Biti kanlandı," denirdi. Saygısız, görgüsüz yakışıksız davranan insanlar da şu sözlerle betimlenirdi: "Yavşak büyüdü, bit oldu. Enik büyüdü, it oldu."
Sayfa 100Kitabı okudu
Gelin birazda dayakçı velilerden konuşalım!
Suçum neymiş biliyor musunuz? Kadının demesine göre, küçük oğlan, evde yaramazlığı nedeniyle elbise askısı ya da bel kayışıyla dayak yiyormuş. O zaman mum gibi oluyormuş. Benim suçum ise bu çocuğa, hatta tüm öğrencilere karşı yumuşak davranmam, onları pataklamamammış.
Sayfa 142Kitabı okudu
Gerçekten boğazıma kadar hayata batmıştım! Dibe çökmemek için fıldır fıldır dönüp duruyordum.
Sayfa 145Kitabı okudu
Doğaya, dünyaya ve tüm canlılara zarar veren insan soyundan olmak beni tedirgin ediyor.
Sayfa 190Kitabı okudu
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.