Politik bağlılıkların, güçlü duyguların ve uğraşların ötesinde, var olma gerçeğinde bir çeşit hafiflik ve zarafet var.
Sadece bunun farkına varmaya çalıştım.
Şu herkese verilmiş olan küçük artı, yaşamın tadı tuzu.
Seni yalnız bıraktım diye
Mezarından bile koşarak geliyorum eve.
Islık çalan odalarda
Konuşuyorum konuşuyorum konuşuyorum.
Uzaktan gelmişim, ağzımda sabahın çiy taneleri
Çocuklaşma diyerek çekiyorsun ağzını.
Sonra kaldırıyorum başımı, pencere değil
Sıralı kirpikler gibi çocuk ölüleri.
İnsan acısından utanır mı
Döktüğüm yaşlarla zehirleniyorum.