Bir garip eşek hikayesi. Roman yazmanın inceliklerini beklerken güzel bir hikaye ile karşılaşıyorsunuz yazar hayatının bir döneminde gerçekleşen yazmaya niyetlendigi olayı yazıyor tabi isim vermeden.
Rastlantı zaten beklemedikleri. Beklenir olsa ona rastlantı denmez. Ama bazen öyle rastlantılar oluyor ki, dilin mantığına ters düşse de, onlara hiç beklenmedik rastlanti denebilir.
“Hayvanlar koklaşarak,insanlar söyleşerek anlaşır”
amma da palavra lafmış.
Hayvanlar koklaşıyor,insan söyleşiyor,ama gene de anlaşamıyorlar,birbirlerini öldürüyorlar.
Dövüş bitmiyor.
"'Hayvanlar koklaşarak, insanlar sözleşerek anlaşır.' Amma da palavra lafmış. Hayvanlar koklaşıyor, insan söyleşiyor ama yine de anlaşamıyorlar, birbirlerini öldürüyorlar. Dövüş bitmiyor."
Yazamadığım Romanın Öyküsü. Bir gazete haberinden ilham alınarak başlandığı ifade ediliyor. Bu gazete haberi kitabı oluşturan üç bölümden birinin adı. Diğer bölümler Margörit ve Beklenmeyen Bir Rastlantı.
Bazı bölümlerde anı yaşamak, geçmişi geçmişte bırakmak gibi sorgulamalar mevcutken, bazı bölümlerinde ise yargıcın örf ve adete dayandırarak verdiği berraat kararına ilişkin sorular soruluyor.
Kısa, yalın bir dille yazılmış, çokça dialoga yer verilmiş, kolay okunur bir kitap.
Yiğit Okur'un okuduğum ilk eseri. Diğerlerini de okuma hevesi uyandırdığını söyleyebilirim. Herkese keyifli okumalar.
Bakışta söz yoktur. Kaldı ki, sözcükler ne kadar yetersiz, cılız, hastalıklıdır. Anlatanla dinleyenin, yazanla okuyanın aynı titreşim içinde oldukları anlar ne kadar enderdir. Oysa bir bakış, tek bir bakış... Sözsüz, sözcüksüz...
Tadımlık çerez niyetine birkaç saatte okunabilecek , akıcı bir dille yazılmış bir Yiğit Okur öyküsü . 3 bölümden oluşan kitap , okuyucuyu hiç sıkmadan içine çekiyor. Okunur.
Akıcı bir dille yazılmış güzel bir kitap. Bireylere kitap sevgisini aşılamanın en önemli unsuru akıcı dille yazılmış kitaplardır. Bu tür kitapları, konusunu da dikkate alarak çocuklara ve dostlarımıza tavsiye veya hediye ediniz.
Neden hukukçular kitap okumalıdır? Cevabı bir eşeğin bacak arasında. Popo görünce adaletten vazgeçen hukukçulara, zihnini mizaha satmış beyinlere en iyi adres İsviçre'de bir eşeğin bacak arasıdır. Zira eşeklerin bacak aralarında olan bizim bilinçaltımızda daha kıllıdır.