Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yazı Bilinci

Cemal Şakar

Yazı Bilinci Gönderileri

Yazı Bilinci kitaplarını, Yazı Bilinci sözleri ve alıntılarını, Yazı Bilinci yazarlarını, Yazı Bilinci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
YAZI BİLİNCİ CEMAL ŞAKAR
Yazar bu kitapta, yazının insana kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, kavrama, fark etme yetisi kazandırdığı tezini savunmuştur.Yazının bulunmasıyla başlayan değişim ve dönüşümü, bunun birey ve toplum üzerindeki etkilerini tarihsel bağlamda, eleştirel bir üslupla ortaya koymayı amaçlamıştır. Eserde daha çok teorik bir dil kullanılmış olup
Yazı Bilinci
Yazı BilinciCemal Şakar · İz Yayıncılık · 201619 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Okudukça bizde ne olur da düşüncelerimiz kuvveden fiile çıkar? Kitapta satır arasında geçen bu soru kitabın muhteviyatını anlamamız yönünden dikkate değer bir soruydu. Yazının öncesinde bizde kuvve halinde bulunan anlamların yazıya/söyleme geçmesiyle anlamın dışsallaştırılması ve anlamın harflere dökülerek sınırlandırlması sürecinde günlük
Yazı Bilinci
Yazı BilinciCemal Şakar · İz Yayıncılık · 201619 okunma
Reklam
Nuri Pakdil
"İnsanın özü artık yok. Tüm çılgınlıklar buradan kaynaklanıyor olmalı."
Sayfa 84 - Hece Yayınları Birinci BasımKitabı okudu
Durmaksızın önümüzde akan bilgi ırmağında sele kapılmış gibiyiz.
Sayfa 80 - Hece Yayınları Birinci BasımKitabı okudu
Sezai Karakoç
"İnsandan insana şükür ki fark var."
Sayfa 51 - Hece Yayınları Birinci BasımKitabı okudu
Eğer insan dünyayı kendisine izah edebileceği bir alan açmazsa bu kez dünya ile arasında tuhaf bir boşluk kalır. Ve insan, bu boşlukta benzersizliğinin yalnızlığını yaşar. Ancak dünyaya nereden ve nasıl bakacağını belirleyerek bu boşluğu kaldırır ve kendisini dünyaya yerleştirir. Bu yerleşiklik onu zaman ve uzamda kaybolmaktan korur. Böylece diğer insanlarla arasında mekansal bir birliktelik sağlamış olur. Bu mekansal birlik onu dünyevileştirir; ona diğer insanlar gibi olduğunu öğretir.
Sayfa 45 - Hece Yayınları Birinci BasımKitabı okudu
Reklam
U. Eco
"Sonuçta, yaşamımız süresince, bize neden dünyaya geldiğimizi ve yaşadığımızı söyleyecek bir ilk öykünün arayışı içindeyiz"
Sayfa 39 - Hece Yayınları Birinci BasımKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bir kitap yazacak olsam nereden başlardım? Kitabın ismi Yazı Bilinci olunca Cemal Şakar Yazı başlığı altındaki güzel bir yazıyla başlatmış kitabı. Yazının geçici bir bellek olduğunu söylemiş. Şu dünyada kalıcı olan ne var ki?! Yazıda ilk resimler ve şekiller kullanılmış, sonra alfabeler çıkmış ortaya. Alfabe insanın düşüncelerini ve hayallerini
Yazı Bilinci
Yazı BilinciCemal Şakar · İz Yayıncılık · 201619 okunma
Yazı hırsızlığı anlamına evrilen intihal, bu dönemde edebiyat dünyasındaki yerini alıyordu. Bu nedenle 19. yüzyıla kadar ortaya konmuş edebiyat eserlerinde intihal aramak fazlasıyla anakronik bir yaklaşım olacaktır. Zira yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, 19. yüzyıla kadar edebiyatın kaynakları, temaları hatta kalıplan insanlığın ortak malı hükmündeydi. Şeyh Galib'in deyişle 'mîrî malı'ydılar. Sanatçılar etkilenmek, beslenmek, yeni bir söyleyiş biçimi yakalamak için okuyor hatta bir ustanın yanında eğitiliyorlardı. İlhamını Mesnevi' den aldığını söylerken Şeyh Galib hiç de mahcup olmuyordu.
Gördüklerimizin bir hikaye olduğuna inanmak istersek hikaye eleştiririz onları, fakat gerçek olduklarından eminsek, susarız. (Melek Paşalı)
Reklam
Sanatçı bir kılavuzdur. Sanat ise bir noktaya varmanın değil, Enver Yılmaz noktayı sonsuz ve hudutsuz aramanın davasıdır. (NFK)
1980'li yıllarla birlikte uluslararası sermaye kendine daha geniş alanlar bulabilmek, yeni sömürü alanları açabilmek için hızla devletlerin küçülmesi gerektiği fikrini dayatmaya başladı. Mezkur ideolojiyi realize eden IMF ve Dünya Bankası gibi kimi kurumlar eliyle üçüncü dünya ülkelerinin ekonomilerine el konulmasıyla birlikte öğreti yavaş yavaş uygulamaya konuldu. İlk hedef hızlı bir özelleştirmeydi. Böylece kamu sermayesi, uluslararası sermayeyle yer değiştirmeye başlamış oldu. Ancak küresel iktidar bununla yetinmeyerek devletin kapsadığı diğer alanlardan çekilmesi gerektiğini, kendini hızla ıninimalize etmesi gerektiği fikrini de dayattı. Boşalan bu kamusal alanlar, küresel güçlerle organik bağlan olan sözde sivil kuruluşlara emanet edildi. Güçlü devlet, başka deyişle ulusal sınırlan içinde belirleyici gücünü koruyan devlet anlayışı, uluslararası sermaye için ayakbağı olarak görülüyordu. Ulusal devletler luzla küçülürken, ulus.la.rarası sermaye hızla büyümeye başladı.
Modern romanın gerçekçi anlatım yerine, bireyin yazgısını anlamlı, organik bir tarihsel bütünlük içinde bir yere oturtmanın imkansızlığına tanıklık eden çok çeşitli edebi teknikler (bilinç akışı, sözde-belgesel üslup) geçirdiğini söylemek artık bir kişi haline gelmiştir. Insanın yaşadığı çözülmeyi, çarpılmayı anlamaya, anlatma yönelik bu denemeler yine de modernite içinde değerlendirilmiştir. Çünkü roman, modernlikle organik bir bağ kurarken kendini bu dünya görüşüne göre tasarlamıştır. Romanın doğuşunun, moderniteyle aynı zamanda olması bu tezi güçlendirmektedir.
Kendimizi ancak ifade ederek kavrayabileceğimize göre müşahedelerimizi göstermek ve nakletmek yine kendimize dönük bir eylem olacaktır. Onların insanlık mirasına dahil olabilmesi mekan ve zamanda kendini konumlandıran insanın söylemeden edemediği söylemezse ölebileceği halin yaşanmasıyla olasıdır.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.