Doludizgin kulağa hoş gelen bir bileşik sözcük.Atları çağrıştırır bana. Yaşamak dolu dolu ise anlatılacak bir sürü anı vardır.Dolu dolu yaşamış bir yazarın günlükleri anılarla yüklü olur. Orhan Kemal doludizgin yaşadığından doludizgin yazmış bir yazar.Şiir ile başladığı yazın hayatına hikaye,roman ve senaryo ile devam etmiş çok yönlü bir düşünür ve yazar Orhan Kemal. Günlükleri ,şiirleri bir arada Yazmak Doludizgin kitabı bir çırpıda bitiyor. Etkisi mi? Doludizgin sürüyor.
BENİ YARATANA
İçime alevlenen bir su koydun "kan" diye,
Sonra şeytan aldattı:" her güzele, kan" diye,
Kandım ben de ,bu işte suçum ne, günahım ne?...
Ki sen soktun bu körü içime şeytan diye!...
Kitap, Orhan Kemal’in en küçük oğlu Işık Öğütçü tarafından yayına hazırlanmış. Günlükler ve şiirler olarak iki bölümden oluşan kitapta, ilk olarak, Orhan Kemal’in Nazım Hikmet’le bursa cezaevinde geçirdiği günler, Çorum’daki askerlik günleri, ailesiyle geçirdiği zamanlar, Moskova ve Bulgaristan gezileri var. Bu günlüklerin çok daha fazla olmasını istedim okurken. Özellikle Nazım Hikmet’le yaşadığı anıları okumak çok güzeldi. İki ustanın edebiyat üzerine konuşmalarını da keyifle okudum. Orhan Kemal şiirden daha çok düz yazıya yöneliyor, bu konuşmaların etkisiyle.
Şiirler bölümünde Orhan Kemal’in 1939-1969 yılları arasında yazdığı şiirleri var. Ayrıca son bölümde dostları tarafından Orhan Kemal üzerine yazılan şiirler de mevcut. Biyografi havasında, sizi zaman zaman hüzünlendirecek, gülümsetecek çok değerli bir çalışma olmuş. Keyifli okumalar.
"Sanatçıyı sindirip hapse atmak modası
Yine son zamanlarda hortladı Orhan Kemal,
Düşünen ve söyleyen tek sen kalmışsın gibi
Kabak senin başında patladı Orhan Kemal. (1966)
"İşçilikten tutun da romancılığa kadar
Girip de çıkmadığı iş mi kaldı Orhan'ın?
Bütün ömrü boyunca dişlerini sıkmaktan
Açın, bakın, ağzında diş mi kaldı Orhan'ın? (1968)
Erikler çiçek açtı,ilkbahar geldi karım.
Yıllardır,bu insanı büyüleyen dünyaya
penceresi demirli odalardan bakarım.
Bana, bırak diyorsun cigarayı zarardır.
Halbuki kara gözlüm,onunla senden gayri
gözlerimin önünde kül olan kimim vardır.
Kulağımdan gitmiyor “beni unutma” sesi
Birtanem, aramızda dağlar, taşlar olsa da
sen uzaklarda değil göğsümün içindesin.
Kulağını, göğsümün çarpan köşesine koy.
Dinle, anlatsın sana ne türlü sevdiğimi.
Oy kilitli kapılar, kilitli kapılar oy.
20.10.1941,Bursa