Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Günlükler ve Şiirler

Yazmak Doludizgin

Orhan Kemal

Yazmak Doludizgin Gönderileri

Yazmak Doludizgin kitaplarını, Yazmak Doludizgin sözleri ve alıntılarını, Yazmak Doludizgin yazarlarını, Yazmak Doludizgin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Düşündüm, taşındım. Aklıma zavallı kitaplarım geldi. Dört paket halinde sahaflara götürdük Erol'la. Altmış liralık kitabı on beşe verdik. Sonra otuz lira da Edip'ten borç aldım. Şair Edip Cansever, çok iyi arkadaş.
Niçin roman yazıyorum? Bu ihtiyaç nereden geliyor? Yeteneğimden. İyi şair olamadığım için hikâyeci oldum. İyi şair olamazdım, önümde dağ gibi Nazım vardı. İyi şair olmam için önce onu aşmam gerekirdi. Nazım aşılması zor ve olanaksız, sarp bir dağdır. Nâzım, sonsuz mavi bir denizdir. Nâzım, şiir püskürten volkanik bir yanardağ sanki.
Sayfa 90 - everest
Reklam
“Hoşuna gidelim diye Nurullah Ataç’ın Sesini duymuyorsunuz milyonlarca ölünün Milyonlarca açın Şarkılarını kesin radyoların Ajansları açın Şarkı mevsimi gelmedi daha!”
Sayfa 116
17 Ekim, Perşembe Sabah, gül rengi bir sabah. Sırtımdan dağlar devrilmiş gibi.
258 syf.
8/10 puan verdi
Orhan Kemal edebiyatımız için çok önemli bir isim. Bursa Cezaevinde ünlü şairimiz Nâzım Hikmet ile tanıştığı zaman Nâzım, Orhan'a şiir kalemini bırakmasını düzyazıya odaklanması gerektiğini söyler. Bu iki isimi de çok seven biriyim. Ancak söylemeliyim ki Orhan Kemal'in tabii ki çok daha güzel eserleri olsa da, roman kalemi çok daha sağlam olsa da ben genel anlamda şiirlerini de beğendim. Kitabın bir kısmı da günlük sayfalarından oluşuyor, bu şekilde yazarım hayatında daha yakından bakmış oluyoruz. Orhan Kemal'i sevenlerin kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum.
Yazmak Doludizgin
Yazmak DoludizginOrhan Kemal · Everest Yayınları · 200756 okunma
Çünkü tereyağı ile peynir hasreti baba hasretinden daha kuvvetli çarpar küçük çocuk kalplerinde.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Şimdi bu da kafamda çözülmüş bir düğümdür, Çünkü bence felsefe içimde kördüğümdür.
Sayfa 140Kitabı okudu
"Sesini Kaybeden Şehir"de gündüz, Adını haykıran şehirde gece. Dikenli sandığım yollarım dümdüz, İşte bu çektiğim büyük işkence!
Sayfa 102Kitabı okudu
Önümde Descartes'i söyleyen kâğıt Elimde belamın kâtibi kalem Sefalet marşını haykıran ağıt İpleri kördüğüm olmuş bir âlem!
Sayfa 101Kitabı okudu
Cevap Verememek
İpleri mi kırıldı, koptu yoksa çenemin, İdraki mi eridi, ne oldu düşüncemin? Kızgın bir alev gibi, içimde kanım yandı, Gönlüm "sükût altındır" denen yalana kandı...
Reklam
Bir Ölünün Odasında
Duvarlar hıçkırdı, şekiller soldu, Odanın içine karanlık doldu... Perdeler titredi, yüzler sarardı, Yatanda bir mermer sükûtu vardı... Dudaklar düğümlü, gözler ıslaktı, Damlalar döküldü yerlere aktı... Ve oda karardı ahlar yükseldi, Gözlerden akanlar yaş değil seldi... Üst üste ağıtlar görüldediler, Titreyen dudaklar: "öldü" dediler...
Duvarlar
Bu yüzleri salyalı, kirli iğrenç çehreler, Korkunç bakışlarıyla beni çıldırtacaklar... Kim bilir belki bir gün içeriye girenler, Yerde cansız uzanmış, bir ceset bulacaklar... Bir hayata el atan, bu imkansız duvarlar, Arasında bunalan, deliren bir insan var.
... 1930'larda hayatı dolu dizgin yaşıyor, sevilip seviyordum. Ama ne olursa olsun, geceleri, sarhoş bile olsam, felsefe, sosyoloji, edebiyat kitaplarını bol bol okuyor, dünya klasiklerini, bu arada daha çok da Maksim Gorki'yi tanıyordum. İçimde yazmaya dair kıpırtılar beni boyuna şiire zorluyordu.
Ne kadar çabuk yaşıyordum. Yıllarım ne kadar da hızlı geçiyor.
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.