Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yedikıta Dergisi - Sayı 153

Yedikıta Dergisi

En Beğenilen Yedikıta Dergisi - Sayı 153 Gönderileri

En Beğenilen Yedikıta Dergisi - Sayı 153 kitaplarını, en beğenilen Yedikıta Dergisi - Sayı 153 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yedikıta Dergisi - Sayı 153 yazarlarını, en beğenilen Yedikıta Dergisi - Sayı 153 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mushaflara Hareke Nasıl Koyuldu?
İlk koyulan i'rab alametleri, Mushaflar'ın yazı renginden farklı olarak kırmızı noktalar idi. Fetha alameti harfin biraz üzerine, zamme alameti harfin hemen üstüne, esre alameti de harfin altına koyulan tek noktalar, tenvin alameti ise iki nokta idi.
Canımız, sultanımız yoluna feda, devletin düşmanları, keskin kılıçlarımıza gıda olsun!
Sayfa 30 - Çamlıca Basın YayınKitabı okudu
Reklam
Zarif bir düşünce
İnsani değerleri en üst seviyede tutmak için daima gayret etmiş ecdat. Bunu, şu misalden daha iyi idrak edebiliriz: Osmanlı'da kasaplar, sürekli hayvan kestikleri ve et parçaladıkları için merhametleri azabilir diye, altı ayda bir izne çıkarılırdı. Özellikle bahçıvanlıkla meşgul olmaları sağlanır, eğer ki kaybettikleri insani hisleri varsa yeniden kazanmalarına imkan verilirdi.
“Şeyh Bedreddin ilim sahibi muhterem bir zat ilken, ilim ve ibadeti, iblisin kibri gibi kibre kapılmasına sebep olmuştu. Bu ise onun kamil bir mürşide bağlanmaması sebebiyledir.”
Çömlek Hesabı;
"Doğruluğu şüpheli olan hesap" manasında kullanılan bu tabir, Nasreddin Hoca'nın bir fıkrasına dayanır. (Hayır, fıkrayı yazmayacağım :))
Zor bir dönemde tahta çıkan sultan(Çelebi Mehmed), 7 yıl padişahlık yapmış, 24 muharebeye katılmıştı. 32 yaşında vefat eden sultanın vücudunun 41 yerinde kılıç ve ok yaraları olduğu rivayet edilir. Ömrünün tamamını seferde geçiren Çelebi Mehmed’in bu azmi, “Ecdadımıza layık nesiller olduğumuzu göstereceğiz, onların yolunu izleyerek ruhlarını şâd edeceğiz!” diyen “İstanbul Fatihi”ne de ilham olmuştur, kim bilir...
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
İyi geceler arkadaşlar. Bu ay dergimizi erken okumakta fayda gördüm. Yine dolu bir dergi sunmayı başarmışlar, bir şekilde insanın alakasını kendine çekmeyi başarıyor. Kısa kısa mayıs ayında neler olduğuna dair tarihi notlar, Çandarlı Ali Paşa zamanında (1388) Osmanlı topraklarına katılan Silistre, Osmanlı’ya dair en az eserlerin olduğu ‘Kuruluş’ dönemine ait Gazi Mihal’in korunan kılıcı, 300 yıllık bir Çınar Ağacı girişte anlatılan konular. Bu ağacın farkıysa şu İstanbul’da Sultanahmet’ten Gülhane’ye inerken yolun ortasında duran ağaç. Akabinde Çelebi Mehmet ki -kendisi aynı zamanda Osmanlı’nın ikinci kurucusu da kabul edilir- üzerinde durulmuş. Dönemi, dönem olayları, yapıtları ve yaşamı üzerine bilgiler ayrı bir konu; eserleri ve eserlerin yapıldığı şehirler ise ayrı bir konu olarak işlenmiş. Oldukça iyi bir akıl yürütme uygulanarak yazılmış. Devamında Tarih Ambarı, meslek hayatları kısmında Osmanlı’da Kasaplık, Karaman’daki Hatuniye Medresesi ve ay ki bahsedilen meyve-sebze kısmındaki Lahana da devam konuları. Keyifli okumalar, iyi akşamlar dilerim..
Yedikıta Dergisi - Sayı 153
Yedikıta Dergisi - Sayı 153Yedikıta Dergisi · 202124 okunma
“Bilmelisin ki, toplanıp hazinelerde bekletilen mallar çoğalmaz. Bu mallar ancak halkın durumunun iyileştirilmesi, haklarının kendilerine verilmesi ve hayat yüklerinin karşılanması halinde çoğalır ve artış gösterir. Bu mallar sayesinde halkın durumu düzelir, idare bununla süslenir, hayat bununla güzelleşir, şeref ve kuvvet bununla pekişir. O halde hazinelerinde gerçekten mal biriktirmek istiyorsan, bu malları İslam’ın ve müslümanların mamur olması için harcamalısın...”
Osmanlı'da devlet, temel ihtiyaç maddeleri sağlanırken, denetleyici vasıf üstleniyordu. Memleketin üretimi önce memleketin halkı için kullanılıyordu ve hatta gerektiğinde ihracat dahi yasaklanıyordu.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.