Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şubat 2023

Yedikıta Dergisi - Sayı 174

Yedikıta Dergisi

Yedikıta Dergisi - Sayı 174 Gönderileri

Yedikıta Dergisi - Sayı 174 kitaplarını, Yedikıta Dergisi - Sayı 174 sözleri ve alıntılarını, Yedikıta Dergisi - Sayı 174 yazarlarını, Yedikıta Dergisi - Sayı 174 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeniçeri Ağasına Hüküm ki İngiltere adasının kraliçesi tarafından Âsitâne-i Saadet'e (İstanbul'a) gelen elçisi, bize arzuhâl sunup, İstanbul'da olan sair elçilere verildiği gibi kendisine de âdet olduğu üzere ol miktar odun verilmesini rica etmiş. Emredip buyurdum ki, sair elçilere verildiği gibi ona dahi odun veresin. (Hüküm no: 144) Kaynak: Hikmet Ülker, Sultanın Emir Defteri, İstanbul 2003.
ZENGİN KAFİYE 19. yüzyıl Fransız edebiyatının meşhur ismi Alexandre Dumas Pere, aralarında dünya klasiklerinin de bulunduğu 300'den fazla eseriyle, döneminin en üretken yazarlarındandır. Bir gün Alexandre Dumas'yı ziyarete gelen bir şair, birkaç şiirini okuduktan sonra: "Nasıl? Kafiyelerim zengin, değil mi?" diye sorar. Dumas, misafirinin sorusunu açık sözlülükle cevaplar: "Şiirleriniz hoş, fakat kafiyeler söylediğiniz gibi zengin değil..." Misafirinin bu sözden alındığını gören Dumas, sözünü şöyle tamamlar: "Hemen kızmayın canım; zengin değil ama hâlleri vakitleri yerinde diyebiliriz."
Reklam
Yeniçeri ağasına hüküm ki İngiltere adasının kraliçesi tarafından Âsitâne-i Saadet'e (İstanbul'a) gelen elçisi, bize arzuhâl sunup, İstanbul'da olan sair elçilere verildiği gibi kendisine de âdet olduğu üzere ol miktar odun verilmesini rica etmiş. Emredip buyurdum ki, sair elçilere verildiği gibi ona dahi odun veresin. (Hüküm no: 144) || Kaynak: Hikmet Ülker, Sultanın Emir Defteri, İstanbul 2003.
Sultan Murad, 1583Kitabı okudu
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Tarihi hadiselere, bugünün gözlüğü, bakış açısı ve değer yargıları ile bakarsak, zihnimizde geçmişe dair mantıklı bir resim oluşturamayız. Bu,anakronizmden bir parçadır. Hadisenin tarihi ve çağı üzerinde yanılma, çoğu kere içine düşülen bir hata. Üstelik beraberinde,lehte yahut aleyhte önyargılar da gelişir zamanla. En basitinden en etkili olanına kadar her bir tarihi vaka, yaşandığı devrin sosyal, iktisadi, siyasi, askeri, coğrafi, tabii vb. ahvali göz önüne alınarak değerlendirilmeli. Daha derin bir analiz için mezkur cihetlerin hepsi üzerinde daha da derinleşmeli. Bu da ancak ciddi ve ideolojik yaklaşımdan uzak araştırmacıların mesleği olsa gerek. Aksi halde, verilecek hükümler, yargısız infaz mesabesinde kalacaktır. Çoğu kere böyle infazla karşı karşıyadır Sultan İkinci Abdülhamid Han. Devrinin donanması, en çok dile dolanan konulardandır. Meselelere cerrah titizliğiyle yaklaşan sultanın, 93 Harbi'nin şafağında tahta çıkışını, harbin sonunda Rusların İstanbul kapılarına dayanmasını ve hatta 6 zırhlıyı savaş tazminatı olarak istemesini, devletin içine düştüğü mali buhranı, Düyün-1 Umumiye idaresini, devralınan gemilerin teknolojilerinin kısa sürede yetersiz kaldığımı, devletin "kıyı savunma" stratejisini takip ettiğini vb. daha nice farklı ciheti "bilmeden" değil, "anlamadan ve analiz edemeden", "gemileri Haliç'te çürüttü" deyivermek, en basit ifadesiyle kolaycılıktır ve çamur atma çabalarıdır. Kapak konumuz, Sultan İkinci Abdülhamid'in donanmaya bakışına ve hareket tarzina hakikat penceresinden bir kapı aralıyor. Yedikıta 'dan
Yedikıta Dergisi - Sayı 174
Yedikıta Dergisi - Sayı 174Yedikıta Dergisi · Çamlıca Basım Yayın · 202318 okunma
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bu dergi bir başka güzel
Yine çok güzel bir sayıyı okumak nasip oldu. Kapak konusu Sultan ikinci Abdülhamid'in donanmaya bakışına ve hareket tarzına hakikat penceresinden bir kapı aralıyor... İlk olarak Sultan Üçüncü Muradın "Beyler ayağınızı denk alın" başlığı ile beylere verdiği hükümleri, Ferhatpaşa çiftliği şimdilerde büyük İstanbul otogarı,
Yedikıta Dergisi - Sayı 174
Yedikıta Dergisi - Sayı 174Yedikıta Dergisi · Çamlıca Basım Yayın · 202318 okunma
Testgâh
Fatih Sultan Mehmed Han'ın hocası olarak bilinen/Akşemseddin Hazretleri, tabib ve eczacıdır. Aynı zamanda tarihin bilinen ilk onkoloji uzmanı, yani kanser araştırmacısıdır ki, Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın oğlu Kazasker Süleyman Çelebi'yi tedavi etmişliği vardır. Kendisinden tam 100 sene sonra yaşamış bir İtalyan doktor ve kimyager Piemont'lu Alexis'in 1500'lü yıllarda kaleme aldığı bir kitap, o devirlerde doğu ve batı tıbbının hangi seviyede olduğunu kolayca anlamamızı sağlıyor: "Bir porsuğun dişini veya sol bacağını alın ve sağ kolunuza bağlayın. Yine her ay bir defa, bir kızıl kekliğin safrasını alın ve bununla şakaklarınızı, cildinize ve etinize emilecek şekilde ovalayın..." Alexis, bu tavsiyeyi kimler için yapıyordu?... a-Saç dökülmesi şikayeti olanlara b-Kilo vermek isteyenlere c-Güçlü bir hafıza isteyenlere d-Cilt bakımına önem verenlere Cevap: c Not: Kitabın İngilizcesi: The secrets of Maister Alexis of Piemont. internetten PDF olarak indirebilir başka parlak (!) tavsiyeleri de okuyabilirsiniz.
Reklam
Testgâh
1914 yılında ABD'de yaşayan 4 yaşındaki Charlotte May Pierstorff, evinden 120 kilometre uzakta yaşayan dede ve ninesini özler ve ziyaret etmek ister. Ancak ailesi, fazla olduğunu düşündükleri tren biletine para harcamak istemezler. Ne yaparlar?.. a-Fayton kiralarlar. b-Komşunun eşeğini ödünç alırlar. c-Otostop yaparlar. d-Paketleyip kargo ile gönderirler. Cevap: d Not: 22 kilogramlık bir paketin yalnızca 53 sente gönderebileceğini öğrenen anne baba posta pullarını alıp kızın kıyafetine iliştirirler gönderdikleri paket içeriğinin cinsine de civciv yazarlar.
Testgâh
Halikarnas Balıkçısı diye meşhur olan Cevat Şakir Karaağaç, Bodrum'dan yurt dışına kaçırılan tarihî eserlerin peşine düşmek ister. Misal, İngilizler tarafından çalınan ve British Museum'da sergilenen Mausoleum'un parçaları için Kraliçe Elizabeth'e bir mektup yazar. Tesirli olsun diye "O, ancak Akdeniz mavisinin önüne yakışır." gibi bir cümle kullanır. Tesir tamam da cevap alaycıdır: "Mausoleum'u iade etmemiz mümkün değil ancak..." cümlenin sonunda ne söylenmiş olabilir?.. a-Parası neyse veririz. b-İsterseniz karşılığında müze kart verelim. c-Posterini yaptırdık duvara asarsınız. d-İçiniz rahat olsun, salonu Akdeniz mavisine boyatacağız! Cevap: d
Testgâh
Büyük Petro, Rusya'yı dünya devleti yapan kişidir. Ancak tebaası su gibi alkol tüketiyordu. Sadece halk değil, devlet görevlileri de kafası dumanlı geziyordu. Bununla baş etmek için ilginç bir yönteme başvurdu. Sarhoş yakalanan herkese madalya takacağını ilân etti. Etkili de oldu. Sarhoşların sayısı hayli azaldı. Taktığı madalyanın özelliği neydi?.. a-7 kiloluk dökme demirdi. b-24 ayar külçe altındı. c-Üzerinde Çarın resmi vardı. d-Adi bir teneke parçasıydı. Cevap: a Not: Boyuna asılan madalya pranga gibiydi. kimse çıkaramazdı anahtarı ancak yetkili kişilerdeydi.
Testgâh
Thomas Edison'un, 1093 keşif yaptığı söylenir. Ancak anlatılanlara bakılırsa alengirli işleri de vardır. Aralarında Nicolas Tesla, Wilhelm Rongten ve Joseph Swan gibilerin de bulunduğu bilginlerin keşiflerine "Ben buldum!" diye el koymuş, patentlerini üzerine almış. Ancak oğlu, kendi gibi değildi. Nereye el atsa başarısız oldu, kimsenin keşfine de sahip çıkmadı. Edison, buna çok üzüldü. Üzülünce ne yaptı?.. a-Evlatlıktan reddetti. b-Kulaklarını çekti. c-Elektrik vererek işkence yaptı. d-Soranlara, Edison'un oğlu değilim demesi için ona haftada 35 dolar ödedi. Cevap: d Not: o zamanki alım gücüne göre şimdinin küçük bir serveti.
Reklam
Testgâh
Bizim tarihimizde, "hayatında hiç yenilmeyen kumandanlar kimler" diye saymaya kalksak ortaya kocaman bir liste çıkar. Diğer toplumlarda ise tek tük rastlanır. Meselâ, Orta Çağ'da tarih sahnesinde görülmeye başlayan ve dünyanın önemli bir coğrafyasını elinde tutan Rusların sadece 1 (yazıyla bir) adet kumandanı varmış, o da Aleksandr Nevsky imiş. 15 Temmuz 1240 tarihinde kazandığı Neva Savaşı'ndan sonra hiç yenilmemiş. Bu sırada kaç yaşındaymış?.. a- 19 b- 36 c- 45 d- 77 Cevap: a
Testgâh
Antik Roma'da kişinin görme kabiliyetini tespit etmek için, test edilen kişiden, Beyaz Ayı takımyıldızındaki Alcor adlı en sönük yıldızı bulması ve görmesi istenirdi. Bunu başaran Romalı vatandaş, ne olmaya hak kazanırdı?.. a-Göz doktoru b-Gece bekçisi c-Astrolog d-Okçu Cevap: d
Testgâh
Hayvanlar âleminin sevimli bir üyesi, 1805'te buzdolabını tasarlayan Oliver Evans'a minnettar olmalıdır. O tarihe kadar özellikle Rusya ve Finlandiya'da, sütler bozulmasın diye içine hangi hayvanı koyarlardı?.. a-Kutup ayısı b-Kurbağa c-Penguen d-Tosbağa Cevap :b
Testgâh
Okul eşyaları arasında vazgeçilmez olan silgiden bahsedeceğiz. Osmanlı'da talebeler buna lastik derlerdi. İlk defa 1770 yılında mühendis Edward Nairne sayesinde keşfedildi. Avrupalı öğrenciler o güne kadar kâğıt üzerindeki gereksiz izleri ne ile silerlerdi?... a-Ekmek kabuklarıyla b-Zımparayla c-Kolonya ile d-Islak bezle Cevap: a
zengin kafiye
19. yüzyıl Fransız edebiyatının meşhur ismi Alexandre Dumas Pere, aralarında dünya klasiklerinin de bulunduğu 300'den fazla eseriyle, döneminin en üretken yazarlarındandır. Bir gün Alexandre Dumas'yi ziyarete gelen bir şair, birkaç şiirini okuduktan sonra: "Nasıl? Kafiyelerim zengin, değil mi?"diye sorar. Dumas, misafirinin sorusunu açık sözlülükle cevaplar: "Şiirleriniz hoş, fakat kafiyeler söylediğiniz gibi zengin değil..." Misafirinin bu sözden alındığını gören Dumas, sözünü şöyle tamamlar: "Hemen kızmayın canım; zengin değil ama hålleri vakitleri yerinde diyebiliriz."
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.